Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/10875 E. 2018/9901 K. 27.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10875
KARAR NO : 2018/9901
KARAR TARİHİ : 27.11.2018

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 31.05.2012 tarihli trafik-iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirin rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21/4. maddesidir.
5510 sayılı Kanunun 21/4 fıkrasında 3. kişilerin sorumluluğu “İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkemece, ayrıca kusur raporu aldırılmaksızın, dosya arasında bulunmadığından denetlenemeyen ve henüz kesinleşmemiş tazminat davasında aldırılan kusur raporu esas alınmak suretiyle hüküm tesis edilmiştir. Hükme dayanak kılınan kusur raporunda, davalı sürücü … %20, davalı sürücü … %20, sigortalı ise %60 oranında kusurlu bulunmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
O halde yapılacak iş, tazminat ve ceza davalarının akıbeti araştırılarak, tamamı dosya arasına getirtilip incelenmeli, böylece zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğu belirlenmeli, belirlenen ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda; tarafların kusur oran ve aidiyetleri uzman bilirkişilerden alınacak bilirkişi raporu uyarınca saptanmalı, oluşması halinde çelişki de giderildikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı … vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı …’a iadesine, 27.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.