Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/10736 E. 2019/1118 K. 13.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10736
KARAR NO : 2019/1118
KARAR TARİHİ : 13.02.2019

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, davacıdan tahsil edilen idari para cezasının istirdatı ile 6111 ve 5615 sayılı yasalardan faydalanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu davada; davacı … Başkanlığınca Kuruma ibraz edilen defter ve belgelerin usulüne uygun düzenlenmemesi, aylık prim ve hizmet belgelerinin süresinde verilmemesi nedeniyle idari para cezası verildiği ve idari para cezasının 19.10.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından ayrıca 14.04.2011 tarihinde 6111 sayılı Yasadan faydalanmak için Kuruma başvuru yapıldığı, idari para cezalarının son kesinleşme tarihinin 02.05.2011 tarihinden sonra oluşması ve peşin ödeme süresinin dolduğu gerekçesiyle talebin reddedildiği, sistemde borçlarının gözükmesi nedeniyle teşvik indiriminden de faydalanamadıkları, idari para cezasını 13.01.2012 tarihinde ödediklerinden yersiz olarak tahsil edilen miktarların istirdatı ile 6111 ve 5615 sayılı yasalardan yararlanmaları gerektiğinin tespitini talep ettikleri, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu yersiz tahsil edilen idari para cezalarının istirdadı ile 6111 sayılı ve 5615 sayılı Yasalardan yararlandırılması gerektiğinin tespiti talebi olup, söz konusu istemlerin ayrı yargı yoluna tabi uyuşmazlıklar olması nedeniyle ayrı ayrı incelenmeleri yerinde olacaktır.
1) Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinde de, “…İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal çerçeve gereğince, idari para cezasının iptali için idare mahkemesine başvurulması gerekmekte olup, bu konuda iş mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, idari para cezası ve ferilerinin iptali istemine ilişkin olarak eldeki davada, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK’nun 114’üncü maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde değildir.
2) 27.03.2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 70. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Ek 17. madde ile:
“Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.
Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yıl sonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.
Görülmekte olan davalarda ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu’nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Türkiye İş Kurumu’nun görüşleri alınarak Kurumca belirlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacının 6111 sayılı ve 5615 sayılı Yasalardan faydalanması gerektiğinin tespiti talebi yönünden, 7103 sayıl Yasanın Ek 17. maddesi değerlendirilmek suretiyle karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmek suretiyle yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup,bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin buna yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.