Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2016/10442 E. 2018/8486 K. 24.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10442
KARAR NO : 2018/8486
KARAR TARİHİ : 24.10.2018

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı ile davacı mirasçıları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 25.11.1997 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda %14,2 oranında sürekli iş göremezlik sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve harcanan tedavi giderinden oluşan kurum zararının davalıdan tahsilini talep etmiş olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun’dur. Mahkemece, davalı müteveffa …’nin işveren olup olmadığı araştırılmaksızın, karar tarihinden önce yani 23.12 2012 tarihinde vefat eden davalı …’in işveren olduğu kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kusur raporlarının, 506 sayılı Yasa, 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar…” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
6098 sayılı … Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır.
Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof. Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, … Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır
Dava ve inceleme konusu somut olayda; davalı … mirasçıları tarafından verilen ekinde ilgili mahkeme kararları bulunan temyiz dilekçesinde; davalı …’in kaza geçiren işçi gibi Bahattin Yetkin’in yanında çalışan işçi olduğu, dava dışı Bahattin’in Mehmet’e işyerini kiraya verdiği şeklindeki iddialarının gerçek olmadığı, söz konusu kira sözleşmesinin irade sakatlamak suretiyle davalı …’e imzalatıldığından Bahattin’in özel belgede sahtecilik suçundan hüküm giydiği ve devamında asıl Bahattin’in işveren olduğu öne sürüldüğü anlaşılmakla; yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında, mahkemece ceza dosyalarının akıbeti ve dosyalarının celbi ile yöntemince ve titiz şekilde işverenin kim olduğuna dair araştırma yapılarak tespiti yapılmalı, yeniden oluşa uygun kusur raporu alınmalı, elde edilen bulgu ve tespitlere göre elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekili ve davalı mirasçıları bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı mirasçılarına iadesine, 24/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

/