Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/9707 E. 2017/612 K. 06.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9707
KARAR NO : 2017/612
KARAR TARİHİ : 06.02.2017

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, kazanın, davalı şirket tarafından işletilen taş kırma eleme tesisi işletmesinde 31.07.2011 tarihinde, stok sahasında kamyon şöförü olarak çalışan kazalının yönetimindeki … plakalı kamyonla geri geri gelerek kum boşalttığı sırada, sertleşmiş kum yığınının yarılması ile 7 m yükseklikten kamyonun aşağı devrilmesi sonucu meydana geldiği, dosyada alınan kusur raporunda davalı işveren şirket % 70 oranında, işveren vekili … % 5 oranında, şantiye sorumlusu formen … % 5 oranında ve kazalı işçinin % 20 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği ,anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin 1 ve 4’üncü fıkralarıdır. 5510 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin dördüncü fıkrası, üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilebilecektir.
Üçüncü kişinin rücû alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanır. Bir başka ifadeyle; üçüncü kişi, ancak kusurlu bir hareketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumludur.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalığın üçüncü kişinin kusuru sonucunda meydana gelmesi halinde rücû edilecek miktar ise; sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemelerin tümünün, bağlanacak gelirlerin ise başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, kusur karşılığından oluşmaktadır. Sigortalının iş kazası
veya meslek hastalığına uğramasına birden çok kişinin birlikte kusurlarıyla sebebiyet vermeleri halinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61 ve 62’nci (818 sayılı Mülga Borçlar Kanununun 50 ve 51) maddeleri uyarınca teselsül hükümlerine göre birlikte sorumlulukları söz konusu olacaktır. Bu halde, Türk Borçlar Kanunu’nun 62’inci maddesi uyarınca kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin diğer müteselsil sorumlulara karşı rücû hakkı baki kalmak koşuluyla, her bir sorumlu yönünden kusurlarına düşen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına hükmedilebilecektir.
Somut olayda, davacı Kurumun ıslah dilekçesinde teselsüle dayandığı nazara alındığında, mahkemece yukarıdaki belirtilen ilkeler gözetilerek teselsül sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, aksi yönde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.