YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8200
KARAR NO : 2015/16139
KARAR TARİHİ : 08.10.2015
Mahkemesi : Aksaray İş Mahkemesi
Tarihi : 14.11.2014
No : 2014/316-2014/436
Davacı, Alman rant sigortasına giriş olduğundan bahisle 04.09.1989 tarihinin; terdiden 13.01.1991 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesini ve 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan borçlanmanın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespitini istemiştir.
Mahkemece, davacının Türkiye’deki sigorta başlangıcının 04.09.1989 tarihi olduğunun ve yapılan borçlanmanın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) 21.02.1973 doğumlu olup 18 yaşını 21.02.1991 tarihi itibarıyla ikmal eden ve Alman rant sigortasına ilk kez 04.09.1989 tarihinde giren davacı, 3201 sayılı Yasanın 1’inci madde hükmü gereği 18 yaşın ikmal edildiği tarih sonrası Almanya hizmetlerini 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanmıştır.
Alman rant sigortasına, 18 yaşının ikmal edildiği tarih öncesi olan 04.09.1989 tarihinde giriş yapan ve 18 yaşın ikmal edildiği 21.02.1991 sonrası yurt dışı hizmetlerini 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanan davacının, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü gereği, Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinin, 3201 sayılı Yasa uyarınca 18 yaşın ikmal edildiği 21.02.1991 olarak tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.05.2008 gün ve 10-370/410 sayılı kararında da belirtildiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326’ncı maddesi uyarınca vekâlet ücreti de dâhil yargılama giderleri davada haksız çıkan, yani aleyhe hüküm verilen tarafa yükletilir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 312 ve 327’nci maddeleri uyarınca da özel bir sebep bulunmayan hallerde, yargılama giderleri tarafların kısmen haklı çıkmaları durumunda haklı çıktıkları oranda paylaştırılır.
Somut olayda; davanın kısmen kabulüne rağmen, Kurum lehine yargılama giderine hükmedilmemiş olması, isabetsiz bulunmuştur.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yazılı ”04.09.1989” tarihinin silinerek, yerine ”21.02.1991” tarihinin; yargılama giderine ilişkin 4 nolu bendinde yazılı “davalıdan” sözcüğünden önce gelmek üzere, “22,00 TL’sinin” miktar ve sözcüklerinin; aynı bent sonuna “fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.