YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7969
KARAR NO : 2015/16160
KARAR TARİHİ : 08.10.2015
Mahkemesi : Ankara 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 09.05.2014
No : 2014/503-2014/736
Davacı, Alman Rant sigortasına giriş olduğundan bahisle 01.01.1983 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olduğunun ve anılan tarih öncesindeki süreyi borçlandığından Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinin borçlandığı gün kadar geriye götürülerek 21.04.1981 tarihi olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davaya konu somut olayda; 21.04.1963 doğumlu olup 18 yaşını 21.04.1981 tarihi itibarıyla ikmal eden ve Alman Rant sigortasına ilk kez 17.11.1982 tarihinde giren davacının, 31.12.2012 günlü borçlanma istemi ve 17.06.2013 günlü ödemeyle 21.04.1981 tarihinden itibaren Almanya’da geçen yurtdışı süresini 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında borçlandığı anlaşılmaktadır.
Davacı, 3201 sayılı Kanun kapsamındaki borçlanması esas alınmak suretiyle Türkiye’deki sigorta başlangıç tarihinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bir yandan Uluslararası sözleşme hükmüne dayalı olarak Alman Rant Sigortasına giriş tarihi olarak 01.01.1983 tarihi esas alınırken; bir yandan da anılan tarihe 3201 sayılı Kanunun 5’inci maddesi hükmü uygulanmak suretiyle davacının Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinin 21.04.1981 tarihi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Yurtdışında bulunan Türk Vatandaşlarının yurtdışında geçen sürelerinin sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesini düzenleyen 3201 sayılı Kanunun “Süre Tespiti ve Sigortalılığın Başlangıcı” başlıklı 5’inci maddesi, yurtdışında geçen sürelerini borçlananlardan Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin, sigortalılıklarının başlangıç tarihinin, borçlarının tamamını ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye gidilmek suretiyle belirleneceğini düzenlerken; anılan maddeye 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunla sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarihin,
ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınamayacağı” düzenlemesi ek fıkra olarak ilave edilmiş ise de; 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 29’uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5’inci maddesinin beşinci fıkrasına “Ancak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenmiştir. Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.03.2001 tarihli, 2001/232 Esas ve 2001/272 sayılı kararı ile sonrasında Dairemizin istikrar kazanmış uygulamalarında belirtildiği üzere, borçlanılan sürenin ilişkin olduğu çalışmaları Almanya’da geçen davacı hakkında, Anayasanın 90/son maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesin “bir kimsenin Türk sigortasına girişinden önce, bir Alman Rant Sigortasına girmiş bulunması halinde, Alman Rant Sigortasına giriş tarihi, Türk Sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceği” yönündeki uzun vadeli sigorta kollarından olan “Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları(aylıkları)” başlıklı beşinci bölüme 02.11.1984 tarihinde imzalanıp 05.12.1985 tarihli 3241 sayılı Yasayla onaylanıp yürürlüğe giren Ek Sözleşme ile getirilen sözleşmenin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmünün, bir atıfet yasası olan 3201 sayılı Kanunun 5/son maddesi karşısında uygulamada önceliği bulunmaktadır.
O halde, Türk – Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29’uncu maddesi, keza yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmelerin kanun hükmünde olacağı ve uygulama önceliği bulunduğunu düzenleyen T.C Anayasa’nın 90’ıncı madde hükümleri uyarınca, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin anılan sözleşme hükmü kapsamında belirlenmesi gerekecektir. Bu durumda hem sözleşme hükmünün hem de 3201 sayılı Kanunun 5’inci maddesinin birlikte uygulanması imkanı bulunmamaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.