Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/7707 E. 2015/16287 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7707
KARAR NO : 2015/16287
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

Mahkemesi :Ankara 13. İş Mahkemesi
Tarihi :21.11.2014
No :2014/2050-2014/1870

Dava, Fransa sosyal güvenlik rejimine ilk defa giriş tarihi olan 01.01.1990 tarihinin, Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, davacı tarafın Fransa ülkesindeki sigortalılık durumunu gösterir Fransız Sosyal Güvenlik merciince düzenlenen belge temin edilmeden, borçlanma bedelinin ödenip ödenmediği Kurumdan sorulup araştırılmadan ve davacının, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamındaki çalışmalarının Kurum tarafından iptal edildiği gözetilerek, davacının, 3201 sayılı Kanun uyarınca yaptığı borçlanmasını, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığa hasredip hasretmediği sorulup, yurtdışı borçlanmasını 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığa hasretmesi halinde ise, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamındaki yurtiçi sigortalılığını iptal eden Kurum işleminin iptaline yönelik dava açması ve açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiği dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması, eksik inceleme ve yetersiz araştırmaya dayalıdır.
Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Kanunun 38’inci madde hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin, 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dahil edileceğini öngörürken, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşme hükümlerinin saklı bulunduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca, yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olduğu gibi, normlar hiyerarşisi yönünden uluslararası sözleşme kurallarına uygulamada yasal güç tanınmakta ve bu kuralların uygulanma önceliği de bulunmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 30’uncu maddesinin 1’inci bent hükmü, bir işçinin Türk mevzuatına tabi olmadan önce Fransız Sosyal Güvenlik rejimlerinden birine tabi olmuşsa Fransız mevzuatına ilk tabi olunan tarihin, Türkiye’de Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına ilk defa tabi olduğu tarih olarak kabul edileceğini öngörmüştür. Ancak, anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, usulünce yurt dışı sürelerinin borçlanılması halinde mümkündür.
Öte yandan; 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 29’uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5’inci maddesinin beşinci fıkrasına “Ancak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenerek; yurtdışında ilk defa çalışmaya başlayanların bu çalışmalarının ilgili sözleşme kapsamında Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapma şartına bağlanmıştır.
Unutulmamalıdır ki, Fransa Sosyal Güvenlik rejimine giriş tarihinin Türk sigorta başlangıcı olarak kabulü özünde söz konusu tarih itibariyle bir gün çalışıldığının kabulü anlamını da taşımaktadır. Bu nedenle, Türk sigorta başlangıcı olarak kabul edilen tarihe ilişkin sürenin fiilen borçlanılmış ve Türk sosyal güvenliği bakımından değerlendirilebilir hale getirilmiş olmasını aramak, yerinde olacaktır.
Türkiye – Fransa arasında aktedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinde, Türk sosyal güvenlik mevzuatına tabi olmadan önce, Fransa sosyal güvenlik rejimine tabi olunması halinde, Fransa sosyal güvenlik rejimine tabi olunan tarihin, Türkiye’de Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına ilk defa tabi olduğu tarih olarak kabul edileceği yönünde açık hüküm bulunurken; söz konusu Uluslararası sözleşmede, yurtdışında geçirilen çalışma sürelerinin, akit ülke mevzuatına göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesi aşamasında, hangi sigortalılık niteliğine göre borçlanılabileceği konusunda açık ve özel bir düzenleme de yer almamaktadır.
17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunun 79. maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5. maddesine eklenen 4. fıkrada “ Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” şeklinde yurtıdışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Kanun kapsamında hangi sigortalılık haline göre kabul edileceği düzenlenmiştir.

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Bekletici sorun” başlıklı 165. maddesinin ikinci fıkrası; “Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.”şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; dava dosyası içerinde yer alan 02.07.2013 günlü Almanya sigorta merciine ait sigorta hesap cetvelinde; davacının Fransa ülkesinde işçilerin genel sistemi açıklaması ile 01.01.1990 – 31.12.1990 tarihleri arasında 4 Trim zorunlu prim süresi açıklaması bulunduğu, ancak mahkemece davacının Fransız sosyal güvenlik merciince düzenlenen sigortalılık durumunu gösterir bir belge celbedilip; davacının isteme konu dönemde, Fransız sigorta hesabındaki kayıtlı sürenin, yukarıda bahsedilen Uluslararası sözleşme hükmü kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarından olan malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarından Fransız sosyal güvenlik rejimine giriş niteliğinde bir sigortalılık süresi olup olmadığı usulünce araştırılmalıdır. Yapılacak araştırma neticesi, Fransız sosyal güvenlik rejimi kapsamında uzun vadeli sigorta kollarından olan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bulunmadığının anlaşılması halinde, Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin sigorta başlangıcına dair yukarıdaki sözleşme hükmünün uygulanmasını gerektirecek nitelikteki Fransız Sigorta Rejimine giriş tarihi açıkça belirlenmelidir. Ayrıca, davacının yurtdışı hizmetlerine ilişkin borçlanma bedelini ödeyip ödemediği Kurumdan araştırılmalı; borçlanma bedelinin ödenmediğinin anlaşılması halinde, davacı tarafa yöntemine uygun şekilde verilecek mehille, Fransız sosyal güvenlik rejimine giriş tarihini içerecek şekilde yurt dışı borçlanması, usulünce sağlanmalıdır. Öte yandan, Kurum Sosyal Güvenlik Denetmenin, 11.04.2014 tarihli inceleme raporundaki davacının 08.01.2013 – 31.01.2013 tarihleri arasındaki yurtiçi sigortalılığının iptaline yönelik kanaatine istinaden, Kurumca, davacının 30.10.2013 tarihli 3201 sayılı Kanun kapsamındaki borçlanma talebi hakkında borç tahakkuku, 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında yapıldığı görülmüştür. Davacının 3201 sayılı Kanun kapsamındaki borçlanmasını, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığa hasredip hasretmediği sorulup, davacının, 3201 sayılı Kanuna göre yapılan borçlanmasını, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığa hasretmesi halinde, davacının, Kurumca yurtiçindeki 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamındaki iptal edilen sigortalılığına dair Kurum işleminin iptaline yönelik dava açması için 6100 sayılı HMK’nun 165/2 maddesine uygun ihtaratlı, kesin süre içerir mehil verilmeli; davacının verilen kesin süre içerisinde ilgili mahkemeye dava açmaması halinde ise, davacının sigortalılık başlangıcına ilişkin istemi 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında irdelenmelidir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.10.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.