YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/56
KARAR NO : 2015/22091
KARAR TARİHİ : 14.12.2015
Mahkemesi : Sinop 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 30.09.2014
No : 2013/553-2014/370
Dava, primlerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Sinop Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 13.12.2011 gün 476 / 806 sayılı ilamı ile; davacıya 09.06.2011 tarihli tahsis talebine istinaden, 12.07.1981 – 30.11.1999 arasındaki 506 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetleri değerlendirilmek suretiyle 2829 sayılı Kanun kapsamında hizmet birleştirmesi yapılmadan, 506 sayılı Kanun kapsamında 01.07.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilerek, Yargıtay … Hukuk Dairesinin ../../.. gün ../.. sayılı ilamı ile onanması üzerine davacı bu defa; 01.12.1999 – 30.06.2011 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılık sürelerine ait ödenmiş primlerin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş; Mahkemece 10 yıllık primlerin faiziyle iadesine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanunun “Prim alınması” başlığını taşıyan 48’inci maddesinde, bu Kanun gereğince sigortalılara yapılacak her türlü yardımlarla yönetim giderlerini karşılamak üzere Kurumca bu Kanun hükümlerine göre prim alınacağı belirtilmiş, “Prim oranları ve hesaplanması” başlıklı 49’uncu maddesinde, bu Kanuna göre ödenecek sigorta primi oranı açıklanarak, sigortaya girişte bildirilen gelirin bir defaya özgü olmak üzere belli bir oranında giriş keseneği, basamak yükselmelerinde ise yükselme primi alınacağı, sigorta priminin, sigortalılığın başladığı tarihi izleyen ay başından, sigortalılığın bittiği ayın sonuna kadar hesaplanmak suretiyle tam ay olarak alınacağı, bu kesenek ve primlerin tümünün, yılı içinde ödenmek kaydıyla vergi uygulamasında gider olarak gösterilebileceği bildirilmiş, anılan Kanunun 20.05.2006 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 43’üncü maddesiyle yürürlükten kaldırılan “Kurumun gelirleri” başlığını taşıyan 15’inci maddesinde de, prim gelirleri ile Kurum gelirlerinin değerlendirilmesinden elde edilen gelirlere yer verilmiştir. 5502 sayılı Kanunun 34’üncü maddesinde ise, Kurum gelirleri olarak, sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası prim gelirleri, sosyal sigorta ile genel sağlık sigortasına yapılan Devlet katkısı, primlerin ve diğer gelirlerin değerlendirilmesinden elde edilen gelirler sıralanmış, “Çeşitli malî hükümler” başlıklı 37’nci maddesinde, süresi içinde ödenmeyen sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primlerinin, gecikme zamlarının, katılım paylarının Kurum alacağına dönüşeceği ve bu alacakların tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51’inci, 102’nci ve 106’ncı maddeleri hariç diğer maddelerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Davaya konu istemle ilgili olarak vurgulamalıdır ki, 1479 sayılı Kanunda sigorta primlerinin toptan geri ödenmesi iki durum ve sigorta kolu için öngörülmüştür. Kanunun “Yaşlılık sigortasından toptan ödeme ve hizmet ihyası” başlığını taşıyan 39’uncu maddesinde, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan, malûllük veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurmuş bulunan sigortalılara, ödedikleri primlerin, yazılı istekleri üzerine toptan ödeme şeklinde geri verileceği, “Ölüm sigortasından toptan ödeme” başlıklı 44’üncü maddesinde de, ölen sigortalının hak sahibi kimselerinden hiç biri bu Kanuna göre ölüm sigortasından aylık bağlanmasına hak kazanamadıkları takdirde, sigortalının ödediği primlerin, hak sahiplerine toptan ödeme şeklinde geri verileceği hüküm altına alınmış olup, anılan yöndeki her iki düzenleme 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren “Yaşlılık toptan ödemesi ve ihya” başlığını taşıyan 31 ve “Ölüme bağlı toptan ödeme ve ihya” başlıklı 36’ncı maddesinde de korunmuş olmakla, inceleme konusu davada davacı yönünden, özellikle davacının yaşlılık aylığı aldığı dikkate alındığında, söz konusu hükümlerin uygulama koşullarının gerçekleşmediği belirgindir.
Diğer taraftan; konuyla doğrudan ilgili olarak mahkemece hükme dayanak kılınan 1479 sayılı Kanunun “Yersiz olarak alınan primlerin geri verilmesi” başlığını taşıyan 55’inci maddesinde, yanlış ve yersiz olarak alındığı anlaşılan primlerin, alındığı tarihten itibaren 10 yıl geçmemiş ise sigortalıya geri verileceği bildirilmiş, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren “Prim borçlarına halef olma, gecikme cezası ve gecikme zammı ile iadesi gereken primler” başlıklı 89’uncu maddesinde kısmen benzer nitelikte düzenleme yapılarak, yanlış veya yersiz alınmış olduğu saptanan primlerin, alındıkları tarihten on yıl geçmemiş ise, payları oranında işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara veya genel sağlık sigortalılarına veya hak sahiplerine yasal faizi ile birlikte geri verileceği hüküm altına alınmış ise de, davacının 1479 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalılığına dayalı olarak ödediği primlerin Kurumca yanlış veya yersiz tahsil edildiği ileri sürülemeyeceği gibi, Kurumun sağlık primi alma olanağı da dikkate alındığında, anılan sigortalılık sürelerinin kendisine yaşlılık aylığı bağlanması aşamasında değerlendirilmemesinin sonuca herhangi bir etkisinden de söz edilemez.
Ayrıca; Anayasa’nın 60’ıncı maddesindeki, herkesin, sosyal güvenlik hakkına sahip olduğuna, Devletin, bu güvenliği sağlayacak gerekli önlemleri alacağı ve teşkilatı kuracağına ilişkin hüküm, 1479 sayılı Kanunun “Yazılma” başlığını taşıyan 26’ncı maddesinde yer alan, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, sözleşmelere, sosyal sigorta yardım ve yükümlülüklerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamayacağı yönündeki emredici kural, yukarıda değinilen 1479 sayılı Kanunun 15, 48, 49’uncu maddeleri ile 5502 sayılı Kanunun 34 ve 37’nci madde düzenlemeleri karşısında, inceleme konusu davada olduğu gibi, ödenen primlerin sigortalılara geri verilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurularak zorunlu sigortalılığa ait yersiz olmadığı tartışmasız olan primlerin iadesinin mümkün olmadığı nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.