Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/4792 E. 2015/6368 K. 02.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4792
KARAR NO : 2015/6368
KARAR TARİHİ : 02.04.2015

Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi

Dava; ölen sigortalının hak sahiplerine yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan Kurum zararlarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 17.11.2001 tarihinde davalının haksız fiili sonucu ölen Bağ-Kur sigortalısının, hak sahiplerine Kurumca bağlanan ölüm aylığının ilk peşin değeri ile ödenen cenaze yardımının, tahsili istemine ilişkin olup; Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de , söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında, davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesidir.
Anılan madde kapsamında Bağ-Kur’a tanınan rücu hakkı halefiyet esasına dayanmayan, kanundan doğan bağımsız rücu hakkı niteliğindedir. 63. madde de “yapılan yardımların ilk peşin değeri için Kurum rücu eder” dendiğine göre yasanın buyurucu nitelikte olan bu hükmünün aksine, kural olarak ilk peşin değerin altında bir rücu alacağına hükmolunamaz. Ancak, suç sayılır eylemi saptanan üçüncü kişinin kusur oranı nedeniyle bir indirim yapılabilir.
Davaya konu somut olayda, davalıların , sigortalı …’i kasten öldürmek suçundan eylemine uyan TCK.nun 81/1 maddesi uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırıldığı ve hakkında tahrik hükümlerine ilişkin TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sonucu cezalarından indirim yapılarak neticede 6’şar yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı ve kararının 04.10.2011 tarihinde kesinleştiği, anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza Mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı
maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, …. Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır.
Mahkemece; sigortalının haksız davranışı nedeniyle olaya sebebiyet verdiği, olayda sigortalının da kusurlu olduğu, bu hususun Türk Borçlar Kanununun 74. maddesi uyarınca hukuk hakimini de bağlar nitelikte kesinleşmiş maddi olgu halini aldığı, ceza davasındaki tahrik indirimi oranına göre,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50. ve 51. maddeleri uyarınca, rücu alacağından da indirim yapılması gereği gözetilmekle beraber ,ceza davasında davalılar hakkında haksız tahrik hükümleri gereğince indirim yapılmış bulunması, bu haliyle davalılarınnın sorumlu olduğu tazminat tutarında 1/2 oranında indirim yapılması gerekirken, 3/4 oranında indirim yapılarak davalıların sorumluluğunun belirlenmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3.maddesi yollamasıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 436. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hükmün birinci satırında yazılı “Kısmen” ibaresinin silinerek hüküm fıkrasından çıkartılmasına, 2. satırında yazılılı “3/4” rakamlarının silinerek yerine “1/2” rakamının yazılmasına, 3. satırda yazılı “2.463,66” rakamlarının silinerek yerine ” 9.854,66″ rakamlarının yazılmasına, 6. satırında yazılı “181,90” rakamlarının silinerek yerine “673,17” rakamlarının yazılmasına, 11. satırda yazılı “500,00” rakamının silinerek yerine ” 1.500,00″ rakamlarının yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan alınmasına, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.