Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/4261 E. 2015/16613 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4261
KARAR NO : 2015/16613
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

Mahkemesi : Zile Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 18.12.2014
No : 2008/298-2014/696

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan, mülga 506 sayılı Kanun’un 79/10 hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
İncelenen dava dosyasında, davacı 01.06.1986 tarihinde Z.. B..nda çalışmaya başladığı, 1986-1993 yılları arasında bildirilmeyen hizmetlerinin tespitini talep ettiği, Mahkemece, tespiti istenen yıllara ait ücret bodrolarının, puantaj kayıtlarının su baskını sebebiyle tahrip olduğu, davalı Kurumun resmi kurum olması sebebiyle kayıt dışı çalışmanın söz konusu olmayacağı kayıtların aksinin usulune uygun ispatlanamaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri, resmi bir işyeri olması ve kamu kuruluşlarında çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıl olmakla birlikte, işveren su baskını sebebiyle hiçbir kayıt ibraz edemiyorsa, fiili imkansızlık varsa, bu durum davacının aleyhine değerlendirilemez. Bu bağlamda mahkemece, davacı ile birlikte çalışan bordro tanıkları dinlenilerek, varsa, tarafların göstereceği tüm deliller toplanarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin hangi nedenle bildirim dışı kaldığı yeterince araştırma konusu yapılarak, ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmelidir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istem halinde temyiz harcının davacıya iadesine, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.