Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/363 E. 2015/1842 K. 10.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/363
KARAR NO : 2015/1842
KARAR TARİHİ : 10.02.2015

… Başkanlığı adına Av. …. ile 1-… 2-….. aralarındaki dava hakkında Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinden verilen 02.04.2014 günlü ve 2008/3-2014/382 sayılı hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1- Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.”;
Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile eklenen fıkra da gözetildiğinde, 7201 sayılı Kanunun 21. maddesinde, “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.”;
Gıyabi hükmün; davalı….’e mernis adresi araştırılmaksızın ilanen tebliğ edildiği anlaşılmış olup, davalının adres kayıt sisteminde bulunan son yerleşim yeri adresinde yöntemince gıyabi hükmün tebliğ edilerek, yasal temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten;
2- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesinde” (Ek : 6/6/1985 – 3220/12 md.; Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.’’ düzenlenmiş olup, davalılardan …’ye gıyabi hükmün,Ticaret Sicilinden bildirilen adrese değil, ilanen tebliğ edilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Belirtilen nedenle, davalı limited şirketin bağlı bulunduğu Ticaret Sicil Memurluğundan bildirilen adresine, yetkili mümessillerinin isim ve adresleri de sorularak, anılan Yasanın 12,13. ve 35. maddeleri hükümleri gözetilerek gıyabi hüküm yöntemince tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine 10.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.