Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/2702 E. 2015/6343 K. 02.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2702
KARAR NO : 2015/6343
KARAR TARİHİ : 02.04.2015

İş Mahkemesi

Asıl dava, yersiz ödenen sağlık giderlerinin, birleşen dava ise yersiz ödenen aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davaların kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatlarınca yasal süresinde temyiz edildiği, sonrasında davacı Kurum vekilinin verdiği dilekçe ile temyiz isteminden “feragat” ettiğini bildirdiği, ne var ki, dosyaya sunulan vekaletnamesinde temyizden vazgeçme yetkisinin kendisine tanınmadığının, ayrıca bu konuda davacı SGK Başkanlığınca verilmiş bir talimatında bulunmadığının anlaşılmış olması karşısında, davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesi de dikkate alınarak, Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtların okunması üzerine işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davalarda; 2010 yılında eşinden boşanan davalının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle bağlanmış olan yetim aylığının davacı Kurumca kesildiği ve davalıya yersiz yapıldığı ileri sürülen aylık ödemeler ve sağlık giderleri yönünden borç tahakkuk ettirilerek icra takibi başlatıldığı, takibe yasal süresinde itiraz sonrasında, işbu davaların açıldığı anlaşılmaktadır.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Yersiz ödenen sağlık giderlerinin tahsiline ilişkin asıl dava ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 60. maddesidir. Anılan maddede, “İkametgahı Türkiye’de olan kişilerden;
a) 4’üncü maddenin birinci fıkrasının;
1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler,
2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler,
b) İsteğe bağlı sigortalı olan kişiler,
c) Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı sayılmayanlardan;
1) Harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek aile içindeki geliri kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlar,
g) Yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan vatandaşlar, genel sağlık sigortalısı sayılır.
6’ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (f), (g), (h), (ı) ve (k) bentlerinde sayılanların öncelikle, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup olmadığına bakılır. Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi ise tescili yapılmaz. Aksi takdirde birinci fıkra hükümlerinden durumuna uyan bende göre genel sağlık sigortalısı sayılır. Birinci fıkranın (f) bendi kapsamında gelir alması nedeniyle genel sağlık sigortalısı sayılanlar, aynı zamanda diğer bentler gereği de genel sağlık sigortalısı sayılması halinde (f) bendi dışındaki bentler kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.
Bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi ile 80’inci maddede belirtilen aile; aynı hane içerisinde yaşayan eş, evli olmayan çocuk, büyük ana ve büyük babadan oluşur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkemece, yersiz sağlık giderleri yönünden, davalının 5510 sayılı Kanunun 60. maddesi ilgili bentleri gereğince genel sağlık sigortalısı sayılıp sayılmayacağı da araştırılarak elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalı ve ayrıca, 19.01.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6385 sayılı Yasa’nın 12. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 45. maddenin “Bu Kanuna göre genel sağlık sigortalısı ya da bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamına girmekle birlikte, asli olarak hak etmediği bir kapsamda sağlık hizmeti alanlara 31/01/2012 tarihine kadar verilen sağlık hizmetlerine ilişkin Kurumca tahakkuk ettirilmiş veya ettirilecek borçlar, varsa ilgililerin bu nedenle açtıkları davadan vazgeçmeleri halinde tahsil edilmez. Bu borçlara ilişkin açılmış olan dava ve icra takiplerinden Kurumca vazgeçilir.” hükmü gözetilerek, davalıya anılan yasal düzenleme kapsamında Kuruma başvuru için süre verilerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02/04/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.