YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2661
KARAR NO : 2015/3539
KARAR TARİHİ : 02.03.2015
Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada,hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi……tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen ilk hüküm Dairemizin 17.09.2012 günlü ve 2011/9748 E. 2012/15203 K. Sayılı ilamı ile davacının çalışma iddiasının gerçekliği ve yapılan sekreterlik işi bakımından davalı Derneğe ait işyerinin 04.07.2006 tarihli Valilik olur’u ile faaliyetine başladığı ve oda tahsis edildiği dikkate alınarak davacının talebine konu 01.10.2007 tarihi öncesinde davalı Dernek nezdinde çalışan olup olmadığı ve davacının sekreterlik işi nedeniyle yaptığı yazışmaların varlığı ve diğer bordrolu veya komşu çalışanlarının beyanlarının da alındıktan sonra çalışma iddiası bakımından araştırma yapılmak üzere dairemizce bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) ……………… Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 …. 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında mahkemece bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsetmenin mümkün olmadığı dikkate alınarak, yargılama sırasında davacının çalışmalarına ilişkin güvenlik görevlilerinin beyanlarına başvurulmuş ise de, bu görevlilerin ne zamandan beri işte çalıştığı hususunun araştırılmadığı gibi, alınan beyanlar arasındaki çelişkilerin de giderilmeksizin karar verildiği, ayrıca davacının üniversite’ye kayıt tarihi ve derneğe kayıtlı aidat ve gelir gider defterlerinde davacının adının veya parayı teslim alan sıfatıyla yer alıp almadığı hususunda da yeterli araştırmanın yapılmadığı anlaşılmakta olup, mahkemece resen araştırma ilkesi çerçevesinde araştırma yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve ….. temsilcisi …..’e iadesine, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.