Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/22244 E. 2016/1301 K. 08.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/22244
KARAR NO : 2016/1301
KARAR TARİHİ : 08.02.2016

Mahkemesi : İş Mahkemesi
Tarihi : 08.07.2015

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği üzere davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan … ve şirket vekillerinin temyiz etmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılardan …ve şirket vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir.
Davacı, 01.10.1995 tarihinde davalı Belediye Başkanlığında temizlik elemanı olarak çalışmaya başladığını, daha sonra taşeron firma olarak davalı şirketin temizlik işlerini aldığını ve şirkete kayıtlı olarak 04.01.2008 tarihine kadar çalıştığını, bildirilmeyen günlerin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; ilamda belirtildiği şekilde davacının davalı …i’nde 2001/3. dönem ile 2007/11. ay arasında bildirilmeyen günlerde çalıştığının tespitine, davalı … Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
506 sayılı Kanunun “İşveren ve işveren vekilinin tarifi” başlığını taşıyan 4’üncü maddesinde; işveren, bu Kanunun uygulanmasında 2’nci maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmış, “Üçüncü kişinin aracılığı” başlıklı 87’nci maddesinde de; bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişiye aracı deneceği belirtilerek, sigortalıların üçüncü kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu Kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olduğu açıklanmıştır. Maddede “aracı” olarak nitelenen üçüncü kişi; sözleşmelerde, mevzuatta, öğretide, yargı kararlarında, alt işveren veya taşeron gibi adlarla da anılmaktadır. Anlaşılacağı üzere kanun koyucu tarafından yapılan bu düzenlemeyle asıl işveren, anılan Kanun bakımından söz konusu çalışma ilişkisi çerçevesinde, alt işverence çalıştırılan sigortalılara karşı olan tüm ödevlerinden sorumlu tutulmuş, böylelikle gerek sigortalıların, gerekse sigortalılara verilecek sosyal güvenlik haklarını uygulayan …’nın hak ve alacakları güvence altına alınmıştır.
Anılan dava ile sigortalı, çalışma sürelerinin saptanmasının yanı sıra, bu sürelere ait primlerin de her iki işverence Kuruma ödenmesini amaçladığından ve davada elde edilecek kesinleşmiş hüküm doğrultusunda sigorta primlerinin Kurumca alınması söz konusu olacağından, davanın asıl işverenin de hak alanını ilgilendirdiği belirgindir ve sonuç itibarıyla bu tür hizmet tespiti davalarında sigortalıyı çalıştıran aracı – alt işverenle birlikte asıl işverenin de taraf sıfatının varlığı kabul edilmelidir. Ancak, yargılama sonunda kurulacak hükümde sigortalıyı çalıştıran işveren (aracı – alt işveren) özellikle belirtilip, sigorta primleri yönünden alt işveren ile asıl işverenlerin teselsül hükümlerine göre sorumlu olduğunun açıklanması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında, davalı … Belediye Başkanlığı ile davalı … arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu gözetilerek, doğacak prim ve vs. alacaklardan asıl işveren olan davalı … Belediye Başkanlığı’nın da müteselsilen sorumluluğu, hizmet tespiti hususunda da alt işveren olan …’nin sorumlu olduğu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan SGK Başkanlığı ve şirket vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 08.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.