Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/21548 E. 2015/21081 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21548
KARAR NO : 2015/21081
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Mahkemesi : Elazığ İş Mahkemesi
Tarihi : 30.09.2015
No : 2015/509-2015/520

Dava, 5434 sayılı Kanun kapsamında emekli aylığına konulan haczin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olay incelendiğinde; davacının, S… Mad. İnş. Nak. Ürt. Paz. San. Tic. Ltd.Şti şirketi ortağı olduğu, şirketin 2002-2003 yıllarına ait prim borcu nedeniyle 5434 sayılı Kanun kapsamında almakta olduğu emekli maaşına haciz konulduğu ve maaşına konulan haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece,davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
506 sayılı Kanunun, primlerin ödenmesi başlığını taşıyan 80. maddesi, “İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayin sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur. Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51., 102. ve 106. maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır… Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur…” 121. maddesi, “Bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar, nafaka borçları ve bu Kanunun 80 inci maddesine göre takip ve tahsili gereken alacaklar dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez.” hükümlerini içermekte olup; 80. maddeye benzer düzenlemeler içeren (Bazı hükümleri dışında 01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren) 5510 sayılı Kanunun 88. maddesindeki; “4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder. Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51., 102. ve 106. maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” 506 sayılı Kanunun 121. maddesine paralel düzenlemeler içeren 93. maddesindeki, “Bu Kanun gereğince sigortalılar ve haksahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.” düzenlemelerine göre; belirtilen kurum alacaklarının tahsili için yaşlılık/emekli aylığına haciz konulabileceklerin işveren veya işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olan kişiler oldukları belirgindir.
Davacının limited şirkette temsilci veya ortak olması halinde sorumluluğu hususundaki düzenlemeler irdelendiğinde; Amme alacakların tahsilinde kanuni temsilcinin sorumluluğuna ilişkin 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesindeki düzenlenme genel bir düzenleme olup, prim tarihinde alacaklarına ilişkin olarak 506 sayılı Kanunun 80. maddesi ile özel nitelikte yasal bir düzenleme getirilmiştir. Bu maddeye göre sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri Kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.
Yasal yedi günlük süre içerisinde iptali yönünde dava açılmayan ödeme emrine konu borcun kesinleşmesine ilişkin olgu var olursa, bu kapsamda, kamu borçlusu yönünden 506 sayılı Kanunun 80./5510 sayılı Kanunun 88., 6183 sayılı Kanunun 35. veya mükerrer 35. madde düzenlemelerinin uygulama koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin de irdelenemeyeceği açıktır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 70. maddesinde ise; haczi caiz olmayan mal ve haklar sayılmış olup maddenin 7. bendinde “Memleketin ordu ve zabıta hizmetlerinde malul olanlara bağlanan emekli aylıkları ile bu kabil kimselerin dul ve yetimlerine bağlanan aylıklar ve ordunun hava ve denizaltı mensuplarına verilen uçuş ve dalış ikramiyelerinin ” haczedilemeyeceği öngörülmüştür.
Bu dosya yönünden yapılan incelemede; davacının 21.05.1999 tarihinden itibaren Limited şirketi ortağı olduğu ve 1999 yılı itibariyle 10 yıl şirket müdür olarak yetkilendirildiği, 15.02.1999 tarihinden itibaren 5434 sayılı yasa kapsamında emekli aylığı aldığı, şirketin 2002 – 2003 prim borcu nedeniyle 08.05.2003 tarihli ödeme emrinin 21.05.2003 tebliğ edilmiş olduğu, 2005 Haziran – 2011 Mart aylarında maaşından haciz nedeniyle kesinti yapıldığı görülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, somut olayımızda yedi günlük süre içerisinde ödeme emrinin iptali davası açılmadığından, ödeme emrine konu prim borcu kesinleşmiştir. Davacının şirket müdürü olarak üst düzey yönetici olması nedeniyle 6183 sayılı Kanunun 35.maddesinin uygulama olanağı bulunmadığından, söz konusu alacağın şirketten tahsil imkanı olup olmadığını araştırmaya da gerek yoktur. Davacının 506 sayılı Kanunun 80. maddesine göre şirketin prim borçları nedeniyle kuruma karşı şirketle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir.
Mahkemece yapılması gereken; 6183 sayılı Kanun kapsamında maaşlara konulan haczin kaldırılmasına ilişkin uyuşmazlıklarda herhangi bir süre öngörülmediği gözetilerek, davacının haczin kaldırılmasına ilişkin talebini 6183 sayılı Kanunun 70. maddesine göre değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.