Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/21490 E. 2015/21136 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21490
KARAR NO : 2015/21136
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Mahkemesi :İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi
Tarihi :08.09.2015
No :2014/493-2015/379

Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamında, Esnaf Bağ-Kur sigortalılığının, primlerini yatırdığı 1983’den başladığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin 2014/ 7450 – 10043 sayılı bozma ilamına uyulmuş ise de bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Zira, anılan bozma ilamımız içeriğinden de anlaşıldığı üzere, bozma gereği davacının 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık süresinin belirlenmesi gerekirken, salt sigortalılık başlangıç tarihine yönelik olarak hüküm tesisi yersizdir.
Mahkemece yapılacak iş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile 1479 sayılı Kanunda yapılan değişiklikte; “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlar” dan, gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanların da Esnaf ve Sanatkarlar Siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılacaklarına dair 24/a maddesinde yer alan düzenleme ile 24/d maddesince limited şirket ortaklarının anılan kanun kapsamında sigortalı sayılacaklarına dair düzenleme ve askerlik süresinin dışlanması gereği de gözetilerek hüküm tesis etmektir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde yer alan “hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”, hükmüne de aykırı, infaza elverişli olmayan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.