Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/21431 E. 2015/21177 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21431
KARAR NO : 2015/21177
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Mahkemesi :İstanbul 22. İş Mahkemesi
Tarihi :12.03.2015
No :2014/421-2015/237

Dava, sigortalılık başlangıcının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan K.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı işverene ait işyerinde 18.01.1988 tarihinde çalışmaya başladığı yönünde hakkında düzenlenen sigortalı işe giriş bildirgesi 26.01.1988 günü davalı K.. verilen davacının bildiriminin yapılmayıp sigorta priminin de ödenmediği, bildirgedeki kimlik bilgilerinin davacıya ait olduğu, sigorta sicil numarasının daha sonraki hizmetlerinde de kullanıldığı belirgin bulunmakla, davada istem 18.01.1988 günü hizmet akdine dayalı çalışıldığının ve anılan tarihin sigortalık başlangıcı olduğunun tespitine ilişkindir.
506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, bu Kanunun 79/10. maddesine dayalı olan ve hizmet tespiti davası olarak nitelendirilen bir görünüm arz etmekte olup bunun doğal sonucu olarak da söz konusu 1 günlük çalışmanın belirlenmesi talepli davada, hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır. Yöntemince düzenlenerek yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilen sigortalı işe giriş bildirgesi, ilgilinin işe alındığını gösteren yazılı delil niteliğinde ise de sigortalılığın kabulü açısından kuşkusuz tek başına yeterli kabul edilemez ve bu kapsamda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli başka kanıtlar aranmalıdır.
Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli,
Somut olayda mahkemece yapılan araştırmalar hüküm kurmaya yeterli değildir zira; davacının tespitini talep ettiği sigorta başlangıç tarihi ile bildirimi yapılan ilk sigortalı çalışma başlangıcı olan 13.02.2009 tarihi arasındaki oldukça uzun olarak kabulü mümkün süre nazara alındığında, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı hiçbir tereddüt bırakmayacak şekilde ortaya konulmalıdır. Bu amaçla dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, davalı iş yeri ile aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve bunların çalıştırdığı kimseler kolluk marifetiyle yöntemince belirlenerek bu kişilerin bilgi ve görgülerine başvurulmalı böylelikle toplanan kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılardan K..vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.