Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/21415 E. 2016/383 K. 19.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21415
KARAR NO : 2016/383
KARAR TARİHİ : 19.01.2016

Mahkemesi : Çorlu 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 16.06.2015
No : 2014/83-2015/527

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum ve davalı Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, kapanan Köy Muhtarlığı tüzel kişiliği bünyesinde 01.05.1997 – 20.06.2007 tarihleri arasında kepçe operatörü unvanı ile aralıksız çalıştığını, 20.06.2007 tarihinde emekli olduktan sonra 2010 yılı Şubat ayına kadar aynı işyerinde kepçe operatörü olarak fakat sigorta kaydı yapılmaksızın çalışmaya devam ettiğini beyanla, 20/06/2007 – 01/02/2010 tarihleri arasında davalı işyerinde fiilen ve aralıksız çalıştığının tespitini talep etmiş; Mahkemece istem gibi yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı almakta olan bir sigortalının, tüm sigorta kollarından prim ödemek koşuluyla yeniden çalışması durumunda uygulanacak 63. maddenin kapsam ve geçirdiği evrelerin belirlenmesinde eldeki dava itibariyle yarar olacaktır. 506 sayılı Yasa sistemi, 29.04.1986 günlü 3279 sayılı Yasa ile değiştirilen 63. maddenin getirdiği düzenlemeden önce, Kurum’dan yaşlılık aylığına hak kazanan ve aylık almakta olanların, aylıkları kesilmeden çalışmalarına imkan tanımamaktaydı. Kısaca, Kurumdan yaşlılık aylığı alanlar ya aylıklarını veya çalışmayı tercih edecekler, iki durumu bir arada sürdüremeyeceklerdi. Ne var ki bu durum, T.C. Emekli Sandığı iştirakçileri ve Bağ-Kur sigortalıları açısından, 506 sayılı Yasa kapsamında bulunanlar aleyhine haksız bir uygulama ortaya çıkarmış, aynı durumda bulunan T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi ile Bağ-Kur sigortalısı, hem yaşlılık aylıklarını alıp, hem de bu aylıklar kesilmeden çalışma imkanına sahipken, 506 sayılı Yasa kapsamında olanlar bu imkandan yoksun kılınmışlardı. İşte yasa koyucu, bu eşitsizliği gidermek amacıyla, yukarıda sözü edilen yasa değişikliğini kabul etmiş ve 63. maddeyi yeniden duzenleyerek, 506 sayılı Yasa’ya göre yaşlılık aylığı alanlara da, aylıkları kesilmeden çalışma imkanı sağlamıştır (TBMM 1/. Donem Çalısmaları S. Sayısı 432. 5 17).
Yeni düzenlemeye göre; yaşlılık aylığı alanların yeniden çalışmaya başlamak istemeleri durumunda, kendilerine alternatifli bir sistem getirilmiştir. Yaşlılık aylığı alan; bu sistemlerden birini tercih ederek çalışmasını sürdürebilecektir. Sözü edilen 63. maddenin (A) bendinde gösterilen birinci sistemde, yeniden çalışmaya başlayan sigortalı yaşlılık aylığını kestirecek ve normal sigortalı gibi çalışmasını sürdürecektir. Bu durumda kendisinden 78. maddede belirtilen kazançlar toplamından 73. maddeye göre prim kesilecek ve sonuçta sigortalı, çalışmasını sona erdirdiğinde, kesilen prim ve çalışma süresi gözönünde tutularak kendisine son durumuna göre yaşlılık aylığı bağlanabilecektir. Böylece sigortalı, kendisine önceden bağlanan yaşlılık aylığının gösterge ve oranını arttırma imkanına sahip kılınmış, önceden mümkün olmayan bir hakka kavuşmuştur. Sözü edilen maddenin (B) bendinde belirlenen ikinci durumda ise, yaşlılık aylığı almakta olan kişi, yeniden çalışmaya başladığında; aylığını almaya devam edecek, Sosyal Güvenlik Destek primi adı altında, ¼ ü sigortalı, ¾ ü işveren hissesi olmak üzere % 30 oranında bir katkı payı ödeyecektir.
Görüldüğü üzere, yaşlılık aylığı alan kişiye, Yasa, bir tercih hakkı getirmiştir. Hangi sistemi, tercih edeceğini aylık sahibi kendisi belirleyecek ve durumunu ortaya koyacaktır. Kişi, açıkça iradesini ortaya koymadan, aylığı kesilmeyecektir. Esasen, yasal koşulların gerçekleşmesi sonucu yaşlılık sigortası kolundan aylığa hak kazanan kişinin aylığını keserek ortada bırakmak hem sosyal güvenlik ilkesine hem de onun alt yapısını oluşturan sosyal sigorta sistemine aykırı olur ve bu kişiye sağlanan yasal imkanını da işlemez hale getirir.
Dava konusu somut olayda davacı, yaşlılık aylığı almaya başlayıp devam ettiği bir dönemde sigortalı çalışmaya sürdürdüğünü beyan ederek, bildirimi yapılmayan hizmetlerinin tespitini talep etmekte olup, yukarıda açıklanan bilgiler ışığında Mahkemece, davacının hukuki statüsü açıklığa kavuşturulup, 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı almaya başladıktan sonra çalışma iddiası yeniden irdelenerek ,bu hususta gerekirse davacı bilgilendirilip beyanı alınarak isteminin, 506 sayılı Yasa’nın 63/A maddesi kapsamında yaşlılık aylığı kesilerek tüm sigorta kollarına tabi çalışma tespiti mi, yoksa, 63/B kapsamında Sosyal Güvenlik Destek Primine tabi çalışmanın tespiti mi olduğu hususu netleştirilmeli, bunun neticesinde, istemi dikkate alınmak suretiyle hüküm tesisi gerektiği değerlendirilmekle, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalı belediyeye iadesine, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.