YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21310
KARAR NO : 2015/22171
KARAR TARİHİ : 15.12.2015
Mahkemesi : Ankara 8. İş Mahkemesi
Tarihi : 23.05.2013
No : 2012/618-2013/491
Rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesini C… C… S… Tic. Merkezi AŞ., P.. C… S… ve Dağ. Ltd. Şti. ve S.. Y.. avukatlarının istemesi ve P… C… S… ve Dağ. Ltd. Şti. avukatının duruşma talep etmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.12.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. A… E… Ö… ile karşı taraf adına Av. S.. K.. ve temyiz eden davalı C… C…S… Tic.Merkezi A.Ş. adına Av. A…Ş… ve davalı S.. Y.. adına Av. T.. Y… geldiler. Diğer davalı adına gelen olmadı. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunanların açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Dolayısıyla medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince, bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, Ankara 1995, s. 231).
Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani bir davada taraf olabilmek için, ya hakiki şahıs, ya da hükmi şahıs olmak gerekir. Zira taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder ( Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, İstanbul 2000, s. 288 ).
Yapılan açıklamalar çerçevesinde; davalı olarak husumet yöneltilmesine karşın, yargılama sürecinde yetkili makam onayını aldığını beyan eden davacı avukatının, hakkında açtığı davayı takip etmediği bildirimi dikkate alınmaksızın aleyhine hüküm kurulan T… H… A… R… AŞ. nin (dava açılmadan önce) 15.12.2003 tarihinde tasfiyesinin tamamlanıp ticaret sicilinden kaydının terkin edildiği; bu haliyle de, taraf ehliyetinin bulunmadığı ve (davada taraf olmasının) aleyhine hüküm kurulmasının ancak ihya yapılması durumunda mümkün olduğu, kaldı ki hakkında açılan davanın takip edilmediği gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ile ve HMK. nın 297. maddesine aykırı olarak infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar C… C…S…Tic. Merkezi AŞ., P… C… S… ve Dağ. Ltd. Şti. ve S.. Y.. avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hükmün sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılar C… C… S…Tic. Merkezi AŞ., P…C… S… ve Dağ. Ltd. Şti. ve S.. Y..’a iadesine, davalılar avukatları yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.