Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/21265 E. 2015/18314 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21265
KARAR NO : 2015/18314
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

Mahkemesi : Bodrum 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 05.02.2015
No : 2008/237-2015/122

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.07.1996-14.12.2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum ve davalı işveren avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79. Maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacı adına ; 27.06.2013, 16.07.2004, 01.06.2005, 01.06.2006, 01.06.2007 tarihli işe giriş bildirgelerinin verildiği, davalı işverene ait işyerinden, davacının 25.06.2003 tarihinden itibaren her yıl, yılın belirli dönemlerinde çalışmasının bildirildiği, davacının adına düzenlenmiş 08.11.2001 tarihinden itibaren bazı aylara ilişkin para makbuzlarının ibraz edildiği, T., M. ile B. Ö.’in şikayeti üzerine düzenlenen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu’nun 20.03.2008 tarihli inceleme raporunda, mevsim itibariyle çalışan kimsenin olmadığı, mevsimlik olarak her yıl yenilenen sözleşmeler ile çalıştıklarının tespit edildiği, davalı işverenin cevap dilekçesinde davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığını savunduğu ve bir kısım tanıkların da davacının mevsimlik çalıştığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.

Yapılacak iş, davacının davalı işyerindeki çalışmasının sezonluk bir çalışma mı yoksa yıl boyunca devam eden sürekli bir çalışma mı olduğunu tespit etmek olup bunun için de, öncelikle davacının iddiasına göre, davalı işverene ait devre mülk tatil köyünde, bahçıvanlık, bekçilik, getir götür gibi vs işleri yaptığını belirttiği anlaşılmakla davacı ile diğer 3 kardeşinde benzer taleplerle davalı işverene karşı davalar açtığı gözetildiğinde, davacının yaptığı iş açık ve net belirlenmeli, Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/21266 E. Sayılı dosyasında, mali müşavir ve otel işletmecisi bilirkişilerden alınan rapor içeriğinde, en az bir teknik eleman, 4 güvenlik görevlisi, 1 temizlik personelinden oluşan bir ekip ve yaz kış çalışacak 1 bahçıvana gereksinim olduğu yönünde görüş sunulmuş olduğu, yine Ziraat ve Harita mühendislerinden oluşan bilirkişilerden oluşan raporda ise, kışın herhangi bir bakım gerektirmediği, yazın ve bahar dönemlerinde ise 1 kişinin yeterli olabileceği, kazı-dolgu veya yeni bitki ekim dikimi sırasında ise 2 ya da 3 çalışana gereksinim olabileceği şeklinde görüş sunulduğu belirlenmiş olup tüm bu hususlar gözetildiğinde, davalı işverene ait devre mülkde yaz-kış 4 kişinin çalışmasının gerekip gerekmeyeceği şüpheye mahal bırakmaksızın netliğe kavuşturulmalı, ayrıca davacının, davalı işverene ait devremülkde barakada kaldığını beyan etmiş olması nazara alınıp davacının dava konusu dönem boyunca adrese dayalı nüfus kayıt sisteminden adresi araştırılmalı ayrıca bu tarihlerde nerde oy kullandığı tespit edilmeli, re’sen araştırma ilkesi doğrultusunda, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmalı, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanları alınmalı, ayrıca davacının 27.11.2001-27.05.2003 tarihlerinde asker olduğu tespit edilmiş olup bu husus gözetilmeden bu dönemlerin kabulünün de hatalı olduğu belirlenerek gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan …… İnş. ve Tur. Yatırımları A.Ş.’ye iadesine, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.