Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/21225 E. 2015/20537 K. 24.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21225
KARAR NO : 2015/20537
KARAR TARİHİ : 24.11.2015

Mahkemesi :Konya 3. İş Mahkemesi
Tarihi :07.07.2015
No :2013/156-2015/420

Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık süresinin tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozma ilamına uyduktan sonra yaptığı yargılama sonucu ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı K.. avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin uyma kararı verdiği Dairemizin bozma kararında benimsendiği üzere; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.04.2013 tarih, 201./..-…Esas ve 201./.. Karar sayılı ilamında da ayrıntıları açıklandığı şekilde; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı olan 3165 sayılı Kanunla değişik 1479 sayılı Kanun’un 24 – 25. maddelerine göre davacının geçerli bir sigortalılığından bahsedebilmek için kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması yanında bu çalışmanın gerçek veya götürü usulde vergi kaydı, geçerli bir esnaf sicili veya meslek kuruluş kaydının varlığına ihtiyaç vardır.
Ancak yargılama sürecinde 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 58. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 54. maddede; “Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.
4 üncü ve 7 nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra birinci ve ikinci fıkralar uyarınca hizmet iptali yapılmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Mahkemece, davacıya ait oda kaydında tahrifat bulunmaması ve üyelik aidat ödemelerinin varlığı karşısında, bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; davacı sigortalının anılan düzenlemeden yararlandırılması gerektiği yönündeki yaklaşımın yerinde olduğu anlaşılıyorsa da; davacının geçici 54. maddesi kapsamında kalan sigortalılık süresi de belirlenmeden karar verilmesi isabetsizdir.
Yukarıda, açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutularak, yargılama aşamasında yürürlüğe giren geçici 54. maddeye göre sigortalılık süresi ve sonucuna göre tahsis talebi hakkında karar vermek gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı K.. avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.