Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/21182 E. 2015/22168 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21182
KARAR NO : 2015/22168
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

Mahkemesi :Kemer 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :16.04.2015
No :2014/396-2015/344

Rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın yasal süresi içinde temyizen incelenmesini tarafların avukatlarının istemesi ve davalı avukatının duruşma talep etmesi üzerine dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılıp, duruşma için 15.12.2015 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderildi. Duruşma günü davalı adına Av. E.N. Ö.ile karşı taraf adına Av. G. B. geldiler. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenip duruşmaya son verilerek aynı günde, Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebepler ile davalı avukatının temyiz nedenlerine göre, davalının avukatının tüm, davacının avukatının sair temyiz itirazlarının REDDİNE;
2-) Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun’un 26. maddesinin birinci fıkrasında işverenin sorumluluğu düzenlenmiştir.
Borçlar Kanununun 332/1. maddesinde belirtilen işçi – işveren arasındaki akde aykırılık eylemleri ve bu çevrede maddenin 2. fıkrası gereğince işverenin akde aykırı davranışları (işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği önlemlerin alınmaması vs.) sonucu, 26/1. maddeyle vaki ilişkilendirme, bir bakıma akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabii olmakla; zamanaşımının, işverenler açısından Borçlar Kanununun 125. maddesine göre belirlenmesi gerektiği gözetildiğinde on yıldır.
506 sayılı Kanunda zamanaşımının (özel olarak) düzenlenmediği düşünüldüğünde; genel hükümler çerçevesinde çözüm arama gereği vardır. Borçlar Kanunun 128. maddesinde: “Zaman aşımı, alacağın muaccel olduğu zamanda başlar” denilmektedir. Kurum açısından alacak hakkı, bağladığı gelirin yetkili organ tarafından onaylandığı tarihte ödenebilir hale geleceğinden, muacceliyet’in onay tarihi olacağı açıktır. O halde, masraflar için sarf ve ödeme, gelirler için ilk peşin sermaye değerinin başlangıçtaki gelir bağlama onay tarihinde zararın öğrenilmiş olacağının kabul edilmesi gerekir.

Zamanaşımı başlangıcı ise; “zarar ve faile ıttıla” tarihidir. Bilindiği üzere zarar ve faile ıttılanın birlikte gerçekleşmesi gerekmekte olup, sadece birinin gerçekleşmesi işveren yönünden on yıllık zamanaşımı süresinin başlaması için yeterli değildir. Zarara ve faile ıttıla, Kurumun yetkili organının ıttılaıdır. Faile ıttılanın özel bir duyarlılıkla araştırılıp incelenmesi gerekmektedir. Uygulamada, devam eden ceza davasında verilen mahkûmiyet kararının kesinleşmesi, Kurum sigorta müfettişi veya Çalışma Bakanlığı iş müfettişi raporunun Kurumun yetkili makamlarına intikal tarihi ya da ilk rücu davasının açılma tarihi faile ıttıla tarihi olarak kabul edilmektedir.
Bu çerçevede, 30.10.2014 tarihinde açılan davada, 25.08.2003 tarihinde meydana gelen zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sigortalıya yapılan tedavi masrafı ve geçici işgöremezlik ödeneği ödemeleri yönünden; failin, 09.02.2005 tarihli Kurum müfettişinin raporunun kurumun yetkili organına ibraz edildiği tarih itibariyle öğrenildiği kabul edildiğinde, davaya konu tüm Kurum alacaklarının zamanaşımına uğramadığının belirgin olduğu dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu zamanaşımı nedeniyle tahsil isteminin reddine karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı avukatı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.