Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/20737 E. 2015/19072 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/20737
KARAR NO : 2015/19072
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

Mahkemesi : Tekirdağ İş Mahkemesi
Tarihi : 03.06.2015
No : 2014/529-2015/184

Dava, davacının sigortalı hizmetinin aidiyeti ve yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı Kurum avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi…. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin tüm ,davacı vekilini aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Davacı, Hasan kızı 02.01.1970 doğumlu N.. B.. (Dinç), Kurum kayıtlarında ….. sicil numaralı N. D. (Şahin) ait gözüken 1988/1.,2.,3., 1989/1.,2.,3., 1990/1. dönemine ait hizmetlerin kendisine ait olduğunun ve dava tarihinden sonra verilen 03.01.2014 tarihli dilekçe ile 02.01.2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalı N.. Ş..’in 15.01.2013 tarihli beyanı ve dinlenen tanık anlatımlarına göre, 1988-1990 arası çalışmaların davacıya ait olduğu kanaatiyle bu istemin kabulüne, ancak dava tarihi itibariyle tahsis koşulları oluşmadığı gerekçesiyle bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
506 veya 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince yaşlılık sigortasından aylık bağlanması istemine ilişkin davalarda, Kuruma başvuruda bulunulduğu tarih itibarıyla tümüyle oluşmayan tahsis koşullarının yargılama aşamasında gerçekleşmesi durumunda, özellikle, Anayasa’nın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlığını taşıyan 141. maddesindeki, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğunu belirten hüküm, 6100 sayılı Kanunun “Usul ekonomisi ilkesi” başlıklı 30. maddesinde yer alan, hakimin,
yargılamanın kabul edilebilir süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu yönündeki düzenleme, sosyal koruma, dayanışma, sosyal denkleştirme ve zorunluluk ilkelerine dayanan sosyal sigortalar, bireyin onuru ile kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel hakların doyurulması temeline dayanan sosyal güvenlik hukukunun ilkeleri dikkate alındığında, bütün şartların yerine getirildiği tarihi izleyen ay başından itibaren aylığa hak kazanıldığının tespitine karar verilmesi gerektiği, kuşkusuz, yargılama aşamasında aylık bağlama koşulları gerçekleşen sigortalı yönünden tahsis talep günü itibarıyla şartlar oluşmamakla Kurumun dava açılmasına sebep olan herhangi bir haksız işleminin de söz konusu bulunmadığı gözetilerek yargılama giderleri buna göre değerlendirilmelidir. Mahkemece izah edilen hususlar gözetilerek bütün şartların yerine getirildiği tarihi izleyen ay başından itibaren aylığa hak kazanıldığının tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hüküm fıkrasının “III” nolu bendinin silinerek yerine “Davacıya 01.02.2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine” cümlesinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.