Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/18962 E. 2015/16415 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18962
KARAR NO : 2015/16415
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

Mahkemesi : Adana 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 18.06.2015
No : 2006/466-2015/346

Dava, malûliyet aylıklarının kesildiği tarihten itibaren ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İncelenen dava dosyasında, davacılar murisinin malûliyetinin devam edip etmediği hususunda davalı Kurumun 29.06.2004 tarihli Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulunun, malûliyeti gerektirecek hâl bulunmadığına dair kararı üzerine 2003/11. dönemden itibaren malûliyet aylıkının kesildiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 05.04.2013 tarihli raporunda davacılar murisinin beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybetmiş olduğu, malûl sayılması gerektiğine karar verildiği, daha sonra maluliyet aylığının kesildiği tarih dikkate alındığında meslekte çalışma gücünün 2/3 oranında kaybedilip kaybedilmediği hususunda yeniden rapor aldırıldığı ve Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 03.12.2014 tarihli raporunda çalışma gücünün en az 2/3’ünü kaybettiği, malûl sayılması gerektiği ve malûllük başlangıcının 06.10.2003 olduğunun belirtilmesi üzerine mahkemece davanın kabulüne ve aylıkların kesildiği tarihten ölüm tarihine kadarki kısmının ödenmesine karar verildiği ancak raporlar arasında açık çelişki olduğu anlaşılmıştır.
Sürekli iş göremezlik ve malûllük hâlinin belirlenmesinde izlenecek yolun ne olduğu 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usûl ve Esasları”na dair 95. maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S.Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki ortaya çıkması durumunda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2010 gün ve 10-390 / 449 sayılı kararında da belirtildiği şekilde, çelişkinin Adli Tıp Kanunu’nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Genel Kurulunca giderilmesi gereklidir. Çelişkinin Yüksek Sağlık Kurulu ile Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalından alınan sağlık kurulu arasında çıkması halinde de, amacın uyuşmazlığı en geniş katılımlı bir kurul kararı ile sona erdirmek, yeni çelişkilerin ortaya çıkıp uyuşmazlığı çözümsüzlüğe itmeyi engellemek olduğu dikkate alındığında, Adli Tıp Genel Kuruluna başvurulmalı ve alınacak raporla (malûliyet başlangıç tarihi de belirtilmek suretiyle ) uyuşmazlık sona erdirilmelidir.
Yukarıda belirtilen hukukî ve fiili durumlar ışığında mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.