YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18594
KARAR NO : 2015/21458
KARAR TARİHİ : 07.12.2015
Mahkemesi : Denizli 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 09.07.2015
No : 2011/400-2015/295
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı işverene ait işyerinde 2004 – 10.11.2010 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 56 sayılı Kanun’un 79. Maddesi ile 5510 sayılı Kanun’un 86 maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. Yargılama sırasında resmi belge veya yazılı delil esas ise de; somut bilgilere dayanması ve inandırıcı olmaları koşuluyla tanık beyanları ile de ispatı mümkündür. Diğer taraftan, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır
İnceleme konusu davada istem reddedilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Bu bakımdan; öncelikle dinlenmeyen tüm dönemi kapsayan bordro tanıklarının beyanlarına başvurulmalı, talep edilen döneme ilişkin bordro tanıklarına ulaşılamadığı takdirde sigortalı ile birlikte çalışan kişiler ile aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; davalı şirketten yapılan eksik bildirimlerin sebeplerine ilişkin kayıtlar Kurumdan ve işyerinden getirtilmeli, davacının hizmet cetvelinde, 1002617, 1055489, 1060918, 1081159 no’lu işyerlerinden bildirimler yapılmış olup bu işyerleri ile davalı şirket arasında organik ve hukuki bağ olup olmadığı ticaret sicil memurluğundan ve vergi dairesinden araştırılmalı, davalı şirket ile bu işyerleri arasında organik bağ, ünvan değişikliği ve ya devir olgusunun belirlenmesi halinde, bu işverenler de HMK 124. maddesine uygun yöntemle davaya dahil edilmeli, bu işyerlerine ait talep edilen tüm dönemi kapsar şekilde dönem bordroları ve maaş bordroları istenmeli, dönem bordrolarından kayden çalışması görünen ve uyuşmazlığa konu dönemi kapsar şekilde çalışması bulunan bordro tanıklarından kanaat edinmeye yetecek kadarı re’sen belirlenerek ve hizmet cetvelleri getirtilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar davalı işverenden ve bildirimlerinin yapıldığı diğer işverenlerden istenilmeli, davacının dava konusu döneme ilişkin çalışmasının işyeri kayıtlarında yer alıp almadığı belirlenmeli, kesintili çalışmanın varlığı halinde hak düşürücü süre irdelenmeli, belirdiği takdirde dinlenecek olan tanıkların beyanlarındaki çelişkiler giderilmeli, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.