Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/18560 E. 2015/20855 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18560
KARAR NO : 2015/20855
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

Mahkemesi : Bakırköy 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 02.07.2015
No : 2013/591-2015/238

Dava, davacının davalı işveren yanındaki çalışmaları kapsamında itibari hizmet süresinin tespiti ve sigortalılık sürelerine eklenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı K.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı K… vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davanın yasal dayanağı olan 3395 sayılı Yasa’nın 13. maddesi ile 506 sayılı Yasa’nın Ek 5. maddesine eklenen 4. fıkrasının yürürlük tarihinin 01.09.1987 tarihi olduğunun ve öncesinde geçen çalışmaların itibari hizmete tabi olmadığının gözetilmemesi;
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, 506 sayılı Yasa’nın Ek 5. maddesinin 3. fıkrasının “… Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” hükmü gereği, davacının 01/09/1987-10.09.2004 tarihleri arasında davalı işyerinde çalışılan, sigorta primi ödenmiş günleri x 0,25 formülüyle hesaplanan 1326 gün itibari hizmet süresi bulunduğunun ve bu sürenin sigortalılık süresine itibari hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde “…itibari hizmet süresinin 1386 gün olarak tespitine, …” karar verilmesi;

4-Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın Ek 5. maddesinin 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 106. maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılıp, 5510 sayılı Yasa’nın 40. maddesindeki düzenlemeyle davacının çalıştığı iş kolunun kapsamdan çıkarılmış olması ve 5510 sayılı Yasa’nın Geçici 7. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesinin “17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesinde sayılan itibari hizmet süresi kapsamında yer alıp bu Kanunun 40’ıncı maddesinde sayılmayan işlerde bu Kanunun yürürlük tarihinden önce geçen çalışma sürelerinin bu maddenin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmesinde 3600 gün prim ödeme şartı aranmaz.” hükmü karşısında, hak edilen itibari hizmet sürelerinin “3600 gün prim ödeme şartı” aranmaksızın değerlendirilmesi olanağının öngörüldüğü yönü gözetilmeksizin hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1. bendinin silinerek yerine, “Davanın kabulü ile davacının davalı işverene ait işyerinde 01.09.1987-10.09.2004 tarihleri arasında çalışılan, sigorta primi ödenmiş günleri x 0,25 formülüyle hesaplanan 1326 gün itibari hizmet süresi bulunduğunun ve bu sürenin sigortalılık süresine itibari hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine,” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.