Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/1856 E. 2015/18941 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1856
KARAR NO : 2015/18941
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Mahkemesi : İzmir 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 03.11.2014
No : 2010/194-2014/548

Dava, maluliyetinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının 02.10.2009 tarihinde Kurumdan maluliyete dayalı olarak sigortalı babasından ölüm aylığı talebinde bulunduğu, Kurumca, hayatını kazanamayacak derecede malul olmadığı gerekçesi ile talebinin ret edildiği, Kurumun ret kararı üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 32 ve devamı maddeleridir.
Anılan Kanunun 34. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde “(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./21.mad) Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan;
1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların veya,
2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanların veya,
3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının, her birine % 25’i, … oranında aylık bağlanır.” hükmü ile sigortalının çocuklarına hangi hallerde ölüm aylığı bağlanacağı belirlenmiş, 32. Maddenin 2. Fıkrasında da hak sahibine ölüm aylığı bağlanması için sigortalının taşıması gereken şartlar düzenlenmiştir.
Çalışma gücü kaybı oranının tespitinde hastanelerin sağlık raporları arasında çelişki bulunması durumunda, bu çelişkinin, 95. maddede belirtilen prosedüre uyularak, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan, itiraz halinde ise Adli Tıp Kurumundan alınacak raporla giderilmesi gereklidir. Ancak Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan verilecek rapor ile Adlî Tıp Kurumu’ndan alınacak rapor arasında çelişki mevcut olması halinde Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınmalıdır.
Somut olayda; mahkemece, yukarıda açıklanan yasal prosedüre uygun alınan raporlara dayalı olarak, davacının çalışma gücünün % 60’ını kaybettiği gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de, maluliyetin başlangıç tarihi yönünde bir tespit yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, tüm tedavi evrakının davacıdan ve ilgili kurumlardan sorularak temini ile, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan davacının çalışma gücünü hangi tarih itibariyle %60 oranında kaybettiği hususunda rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.