Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/18366 E. 2016/3 K. 18.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18366
KARAR NO : 2016/3
KARAR TARİHİ : 18.01.2016

Mahkemesi : Ankara 14. İş Mahkemesi
Tarihi : 02.07.2015
No : 2014/2105-2015/1046

Dava, davacının, Kurum’un re’sen prim tahakkuku işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
11.09.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngörülen istisnaları haricinde aynı tarih itibariyle yürürlüğe giren İş Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun 81. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 60. madde hükmü ile prim borçları yönünden borcu bulunan gerçek yada tüzel kişilere bazı kolaylıklar getirilerek, getirilen kolaylıklardan yararlanmak isteyen borçluların anılan maddenin yayımlandığı tarihi izleyen ay başından itibaren; birinci fıkranın (d) bendinde belirtilen borçluların yedi ay içinde, diğer bentlerde belirtilen borçluların ise üç ay içinde Kurum’a başvuruda bulunmaları gerektiği belirtilmiştir.
Anılan maddenin 9. fıkrası hükmüne göre ise, yapılandırma hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
Bu düzenlemeden de anlaşıldığı üzere, getirilen prim ödeme kolaylığından yararlanmak, prim borçlusunun iradesine ve süresi içerisinde başvurusuna bağlı olup zorunlu olmadığı gibi, bir dava şartı yada engeli de değildir.
Hâl böyle olunca, davacı vekilinin yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler kapsamında prim borçlarının yapılandırılması amacı ile Kurum’a başvurmadıklarını da bildirdiği gözetilerek, dava konusu istem hakkında işin esasına girilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacıya iadesine, 18.01.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.