Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/18347 E. 2015/22491 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18347
KARAR NO : 2015/22491
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

Mahkemesi : Bakırköy 19. İş Mahkemesi
Tarihi : 24.06.2015
No : 2013/315-2015/366

Davacı sigortalılık başlangıcının 01.05.1989 tarihi olduğunun tespiti ile 01.09.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanarak birikmiş aylıklarının kademeli olarak işletilecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının Kuruma 27.08.2010 varide tarihli Tahsis Talebini içerir dilekçesi ile müracaat ederek, kendisine yaşlılık aylığı bağlanmasını talep ettiği, Kurum tarafından 08.10.2010 tarihli yazı ile davacının 01.10.1992 tarihli sigortalılık başlangıcına göre yaşlılık aylığı koşullarını taşımadığı gerekçesiyle talebin reddedildiği anlaşılmaktadır.
1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.05.1989 tarihi olduğunun tespitine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)506 Sayılı Kanunun Geçici 81. maddesinin 1/B-f maddesinde 23.05.2002 tarihi itibariyle “Sigortalılık süresi 13 (dahil) yıldan fazla, 14 yıldan az olan kadınlar 20 yıllık sigortalılık süresini ve 45 yaşını doldurmaları, sigortalılık süresi 15 yıl 6 ay (dahil) dan fazla, 17 yıldan az olan erkekler 25 yıllık sigortalılık süresini ve 49 yaşını doldurmaları ve en az 5300 gün… Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunmaları şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler.” hükmü öngörülmüş olup, sigortalılık başlangıç tarihinin 01.05.1989 tarihi olduğu da gözetilerek, davacının aylık bağlanmasına kararı verilen 01.09.2010 tarihi itibariyle 20 yılı aşkın sigortalılık süresinin bulunduğu, 506 Sayılı Kanuna göre 5760 gün, 1479 Sayılı Kanuna göre de 391 gün ödenmiş priminin olduğu ve 45 yaşını doldurmuş olduğu gözetildiğinde, 506 Sayılı Kanunun Geçici 81. maddesinin 1/B-f maddesinde öngörülen yaşlılık aylığı bağlanma koşullarını taşıdığı anlaşılmakta olup, Mahkemece 27.08.2010 tarihli tahsis talebini takip eden ay başı olan 01.09.2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup bu hükme ilişkin temyiz itirazlarının da reddi gerekmiştir.
3-) Mahkemece, dava dilekçesinde ileri sürülen birikmiş aylıkların kademeli olarak işletilecek faizi ile ödenmesine ilişkin talebin aynen hüküm altına alındığı anlaşılmış ise de, faizin başlangıç tarihinin belirlenmesinde, Kuruma tanınan 5510 sayılı Yasanın 42. maddesinde yazılı üç aylık işlem süresinin varlığı karşısında; davacının 27.08.2010 tarihli tahsis talebine Kurumca 08.10.2010 tarihinde yani 3 aylık süre içinde ret cevabı verildiği de dikkate alınarak, Kurumun, tahsis talebinin ret edildiği tarihi takip eden ay başından itibaren faiz alacağı ile sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının ikinci bendinin tamamen silinerek yerine, “Davacıya 506 Sayılı Kanunun Geçici 81. maddesinin 1/B-f maddesi uyarınca 01.09.2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına, davacının ödenmeyen aylıklarının 01.11.2010 tarihi başlangıç kabul edilerek, her bir aylık için aylığa hak kazanılan tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Kurumdan tahsiline,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.