Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/18236 E. 2015/18948 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18236
KARAR NO : 2015/18948
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Mahkemesi : Malatya 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 25.03.2015
No : 2013/9-2015/233

Dava, davacının davalıya 15.10.1999-22.05.2002 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi …. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davacı vekilinin temyiz talebi yönünden;
21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun, katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2015 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 2080,00 TL. olarak değiştirmiştir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının saptanmasında alacağın tamamının gözetilmesi; tümü dava konusu yapılan bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesi hükmü gereğidir.
İnceleme konusu davada, ret edilen ve temyiz denetimine konu olan tutar 1519,72 TL. olup yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırını aşmadığından, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması olanaksızdır.
O hâlde davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle reddine;

2-Davalı vekilinin temyiz talebi yönünden;
A-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
B-)Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 60. maddesidir. Mahkemece, 15.10.1999-22.05.2002 tarihleri arasında davacıya yersiz ödenen aylıkların belirlenmesinde, Kurum verilerinden hareketle hazırlanan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, davalının sigortalılık başlangıç tarihinin 06.05.1976 tarihi olduğu gözetildiğinde, yaşlılık aylığı tahsisi için 506 sayılı Yasanın Geçici 81. maddenin (A) bendi gereği, anılan Yasanın Mülga 60. Maddesi hükmüne göre davalının 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması şartına tabi olduğu, davalı yönünden 25 yıl şartının 06.05.2001 tarihinde gerçekleştiği ve bu halde, 01.06.2001 tarihinden itibaren davalıya yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği gözetilerek, Kurumdan, bu tarihten itibaren ay be ay davalıya ödenmesi gereken aylık miktarları sorularak, bu çerçevede davalıya yersiz ödenen aylık miktarı belirlenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09.11.2015 gününde, oybirliğiyle karar verildi.