Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/18099 E. 2015/21836 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18099
KARAR NO : 2015/21836
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

Mahkemesi : Kırıkkale 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 18.11.2014
No : 2013/415-2014/557

Dava, ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilamında belirtildiği şekilde, 2001/2005 sayılı takip dosyasından 2001/9-2002/12 aylarına ilişkin prim ve gecikme cezası alacakları nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine dair karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, Köprüköyü Sağ Sahil Sulama Birliğinin 2001/4-8 aylarına ilişkin prim borcu nedeniyle ödeme emrinin iptali, Köprüköyü Sağ Sahil Sulama Birliğinin 2001/9 – 2002/12 aylarına yönelik prim borçları ile ilgili olarak da menfi tespit davası olup, Mahkemenin, 04.10.2012 tarihli hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi hükmüne ilişkin davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce 18.06.2013 tarih ve 2012/221550 – 2013/13808 sayılı ilamı ile davacı vekilinin sair temyizi reddedilerek, 2001/9 – 2002/12 aylarına ilişkin prim ve gecikme zammına yönelik borçlu olmadığının tespiti istemi yönünden esasa girilip araştırılması gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği, mahkemece, bozma ilamına uyulduğu, 2001/9 – 2002/12 aylarına yönelik prim ve gecikme zammından borçlu olmadığının tespitine yönelik davanın kabulüne karar verilmiştir.
1 – Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen, davalı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilerek, davaya konu Köprüköyü Sağ Sahil Sulama Birliğinin 2001/4-8 aylarına ilişkin prim borcu ve gecikme cezasına ilişkin gönderilen ödeme emrinin iptaline ilişkin dava hakkında hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, Köprüköyü Sağ Sahil Sulama Birliğinin 2001/4-8 aylarına ilişkin prim ve gecikme cezası borçlarına ilişkin ödeme emrinin iptali konusunda olumlu olumsuz karar verilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
2 – 6111 sayılı Kanunun 12. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; “2010 yılı Kasım ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan;
a) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, … asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.” hükmünden faydalanılarak, davaya konu Köprüköyü Sağ Sahil sulama Birliği’nin 2001/9- 2002/12 aylarına ilişkin prim borçlarına ilişkin borçlu olmadığının tespitine dair Kurum alacağının yapılandırılarak tüm borcun ödendiği anlaşılmıştır.
Dava açılmasından sonra meydana gelen (dava konusu alacağın ödenmesi gibi) bir nedenle dava konusu ortadan kalkabilir.
Davanın konusuz kalması halinde, artık dava hakkında yargılama yapılmasına ve hüküm verilmesine gerek kalmaz. Bu halde, mahkemece, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Bu çerçevede, davaya konu edilen Köprüköyü Sağ Sahil Sulama Birliği Başkanlığının 2001/9 ila 2002/12 aylarına ilişkin prim ve gecikme zammı borcuna ilişkin dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, Köprüköyü Sağ Sahil Sulama Birliği Başkanlığının 2001/9 ila 2002/12 aylarına ilişkin prim ve gecikme zammı borcundan borçlu olmadığına dair davanın kabulüne dair karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3 – Öte yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesine göre, Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. 326. maddesinde tarafların kusuru değil, davada haklı çıkma oranları göz önünde tutulmuş olup; 331. maddesinde, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder, hükümleri gözetilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,10.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.