Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/17950 E. 2015/19987 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17950
KARAR NO : 2015/19987
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

Mahkemesi :Maden Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :17.04.2014
No :2011/125-2014/29

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı K.. avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Refika Nur Kabakcıoğlu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 5510 sayılı Yasa geçici m.7 uyarınca uygulama alanı bulan; 506 sayılı Yasa m.79/10 uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır.
Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü maddenin 1 inci fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi, gerek, mahkemece, gerekse Yargıtay’ca, tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
Öte yandan, taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. Somut olay bakımından, dava dilekçesinde ve gerekçeli kararda davalı olarak gösterilen işveren M.. M.. İçişleri Bakanlığına bağlı bir kuruluş olup, ayrı tüzel kişiliği bulunmadığı için davada taraf ehliyetine sahip değildir. Hal böyle olunca, Emniyet Müdürlüğü’ne karşı açılacak davaların bağlı bulunduğu İçişleri Bakanlığına karşı açılması gerekir. Bu yasal gerekliliğe karşın, M.. M..’ne karşı dava açılırsa; dava, bu kurumun taraf ehliyeti (tüzel kişiliği) olmaması nedeniyle reddedilemez. Çünkü davacının amacı Devlet tüzel kişiliğini (İçişleri Bakanlığını) dava etmektir. Davacı, davasını yanlış kuruma yöneltmekle, hasımda değil, temsilci de yanılmış olmaktadır. Bu durumda, temsilcide yanılgıya ilişkin yanlışlık düzeltilerek davaya İçişleri Bakanlığına karşı devam edilmesi gerekir.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; HMK’nun 124. maddesi gereğince husumetin doğru tarafa yöneltilmesi için davacıya mehil verilerek, İçişleri Bakanlığına duruşma günü tebliğ edilip davaya iştirakinin sağlanması, bu davalının göstereceği deliller de gözetilerek, sonucuna göre karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan maddî ve hukuki esaslar gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı K… vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı SGK Başkanlığı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.