Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/17767 E. 2015/20577 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17767
KARAR NO : 2015/20577
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

Mahkemesi :Ankara 15. İş Mahkemesi
Tarihi :09.04.2015
No :2012/1056-2015/431

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı işverene ait işyerinde 01.01.2004-15.11.2012 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. Yargılama sırasında resmi belge veya yazılı delil esas ise de; somut bilgilere dayanması ve inandırıcı olmaları koşuluyla tanık beyanları ile de ispatı mümkündür.
İnceleme konusu davada istemin reddine karar verilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Öncelikle, aynı anda birden fazla işyerinde çalışmaya 506 ve 5510 sayılı Yasalar bakımından engel bulunmadığı hususu göz önünde bulundurulmalıdır. Alınan tanık ifadelerinden davalıya ait Kızılay’da satış mağazası ve İstanbul Yolu İskitler semtinde de matbaa olmak üzere iki iş yeri bulunduğu, davacının iddia ettiği çalışmalarının da matbaa işyerinde geçtiği iddia edilmektedir. Bu bakımdan; davacının bildirimlerinin yapıldığı Ego Genel Müdürlüğü’nde iki vardiyalı olarak çalıştığı bildirilmiş ise de bu çalışmaların günde kaç saate tekabül ettiği sorularak belirlenmeli, davalı işverene ait matbaa işyerinin 506/5510 sayılı Kanun hükümleri kapsamında bulunduğu süreler (tescil dönemi) Kurumdan sorulmalı, işverenin vergi kayıt ve faaliyet durumu ilgili vergi dairesinden ve ticaret sicili memurluğundan araştırılmalı, matbaa işyerine ait uyuşmazlık konusu tarihleri içerir dönemsel sigorta primleri bordroları Kurumdan getirtilmeli, anılan bordrolarda bildirimleri yapılan sigortalıların hizmet cetvelleri getirtilerek bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, davacının çalışmasının sürekli olup olmadığı, çalışmanın (Ego Genel Müdürlüğü’ndeki çalışmadan arta kalan sürelerde) tam gün sayılacak şekilde gerçekleşip gerçekleşmediği ortaya konulmalı, çalışma kısmi süreli ise buna göre bir değerlendirme yapılmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, çalışma kesintili gerçekleşmiş ise hak düşürücü süre yönünden irdeleme yapılmalı, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 26.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.