Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/17765 E. 2015/19667 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17765
KARAR NO : 2015/19667
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

Mahkemesi : Muş 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 12.02.2015
No : 2013/259-2015/239

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesinin onuncu fıkrası olup, anılan fıkrada; yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Söz konusu Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun beşinci maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun üçüncü maddesiyle yeniden beş yıl olarak düzenlenmiş olup, halen geçerliliğini korumaktadır. Buna göre; işe giriş bildirgesi düzenlenmediği, düzenlenmesine karşın yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilmediği, bu süre içerisinde Kuruma verilen dönem bordroları ile bildirimin yapılmadığı, sigorta primlerinin Kuruma yatırılmadığı, çalışmanın varlığı yönünde sigorta müfettişince herhangi bir saptamanın söz konusu olmadığı durumlarda, hizmetin varlığını ileri süren kişilerin hak düşürücü süre içerisinde yargı yoluna başvurması zorunludur.
Eldeki davada, davacı ../… tarihleri arasında davalı şirket nezdinde çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiş olup, davacının hizmet cetvelinde kurumun tespiti üzerine 22.11.2007 tarihinde davalı şirketten 1 gün bildirimi bulunmaktadır. Kurum kayıtlarından ve tüm dosya kapsamından, davacının 22.11.2007 tarihinden önce davalı şirkette çalıştığına dair, Kurum kayıtlarına intikal eden bir belgenin bulunmadığı veya sigorta müfettişince herhangi bir saptamanın söz konusu olmadığı, bu halde 22.11.2007 öncesi dönem yönünden, çalışmanın geçtiği yılın sonundan başlayarak dava tarihine kadar beş yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan B… iadesine, 16.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.