Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/176 E. 2015/3464 K. 02.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/176
KARAR NO : 2015/3464
KARAR TARİHİ : 02.03.2015

Mahkemesi : İş Mahkemesi

Asıl dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşi ile birlikte fiilen yaşadığından bahisle kesilmesine dair kurum işleminin iptali ile kesildiği tarihten itibaren ölüm aylıklarının ödenmesi; birleşen dava ise, yersiz ödenen aylıkların ve evlenme yardımının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı, icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde asıl dava ve birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı kurum avukatı (birleşen dosya davacısı) tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi …… tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 31.03.2010 tarihinde kesinleşen davacıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı kurumca gerçekleştirilen işlemle kesilerek, 01.07.2010 – 30.04.2011 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar ile davacının daha önce 20.01.2006 tarihinde boşandığı eşiyle 29.09.2009 tarihinde yeniden evlenmesi nedeniyle ödenen evlilik yardımı yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci (son) fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan maddeye dayalı olarak açılan bu tür davalarda, eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
Bu yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında, inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; mahkemece, evlilik yardımının istirdadına yönelik kurulan hükümde isabetsizlik görülmemekle birlikte, davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, Kurum işlemine dayanak kılınan raporda; 12.05.2010 tarihinde davacının yerleşim yeri olan……Mahallesi…Sokak………adresine gidildiğinde adresin kapalı olması üzerine ev sahibi ile yapılan görüşmede “davacı ve boşandığı eşinin evini 01.07.2009’da kiraladıklarını, bugün itibariyle evi taşıdıklarını” beyan ettiği, mahalle muhtarı ile yapılan görüşmede “davacı, eşi ve çocuklarının 24.07.2009-12.04.2010 tarihleri arasında yukarıda belirtilen adreste ikamet ettikleri, davacının boşandığını söyleyerek … Mahallesi…Sokak No…. adresine naklini aldırdığı” beyanı üzerine aynı gün muhtarın bildirdiği adrese gidildiği, adreste kimsenin bulunmadığı, zemin katta oturan…… ile görüşüldüğü, “1-2 ay önce davacı, eşi ve çocuklarının kiracı olarak geldiklerini” beyan ettiği, aynı adrese 22.07.2010 tarihinde tekrar gidildiğinde….. ile yapılan görüşmede 1. kattaki evini …….’na kiraya verdiğini” beyan etmiş ise de bu kişinin mernis adresinin … olduğunun anlaşılması, mahkemedeki beyanında ise “davacının eşinin de bu evde birlikte kaldığını, sonra kaybolup gittiklerini” beyan ettiği, davacının…. denetiminden sonra adresini değiştirdiğinin anlaşıldığı, İlçe Seçim Müdürlüğü yazı cevabına göre davacının boşandığı eşi ile 16.04.2010 tarihinden 11.03.2011 tarihine kadar adreslerinin aynı olduğu, davacının boşandığı eşinin Uyap kayıtlarındaki adresi ile davacının 23.09.2011 beyan tarihli adresinin aynı olduğu, davalı ve boşanılan eşin son kayıtlı adreslerinin ise birbirlerine çok yakın olduğu, birleşen dosyada yapılan emniyet araştırmasında davacının boşandığı eşinin, ortak çocuklarını görmek için davacının evine geldiği ve bir gece kaldığının tespit edilmesi ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı ile eski eşinin eylemli olarak birlikte yaşadığının anlaşılması karşısında, davacı….. tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.