Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/17430 E. 2015/22247 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17430
KARAR NO : 2015/22247
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

Mahkemesi :Pazarcık Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :27.11.2014
No :2011/766-2014/828

Dava, hizmet sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi hükmünde, “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı, 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” düzenlemesinin yer alması ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanun, giderek, 79. madde olduğu kabul edilmelidir.
506 sayılı Kanunun 79. maddesine dayalı bu tür davaların kamu düzenine ilişkin bulunmaları, sigortalılığın zorunlu, kişiye bağlı ve devredilemez bir hak olması nedeniyle özel bir duyarlılıkla araştırma yapılarak deliller resen toplanmalıdır.
Davacının, önce 1970-1980 yılları arasında, daha sonra talebini değiştirerek 1973-1983 yılları davalı belediyeye ait iş yerinde çalıştığı ve Kuruma bildirilmeyen sürelerin tespitine karar verilmesi talep ettiği görülmüştür.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı V.. K..’ın 31/12/1973 – 12/09/1980 tarihleri arasında asgari ücretle davalı … sicil numaralı P…Belediyesinde çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davacıya ait hizmet cetveli incelendiğinde; davalı belediyeye ait .. sicil sayılı işyerinden 1973/1. dönem 11 gün bildirimde bulunulduğu, yine davalı belediyeye ait .. sicil sayılı işyerinden 1973/2-3-4 dönemlerinine ilişkin 270 gün bildirimde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davalı işyerinden verilen 1973 yılı 3 aylık sigorta prim bordrolarındaki bildirimler Vakkas Gödelek adına yapılmıştır.
Mahkemece, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Dava konusu işyerinin bir kamu kuruluşuna ait olması da dikkate alınarak, davalı işveren Belediye Başkanlığı nezdinde bulunan çalışmaya ilişkin diğer kayıt ve belgeler ile, özellikle, talebe konu tüm dönemleri kapsayacak şekilde ücret ödeme bordrolarının ve dört aylık sigorta primleri dönem bordrolarının tamamı getirtilmeli, getirtilecek dönem bordrolarının Kuruma intikal edip etmediği, etmemiş ise bunun nedenleri, kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince ve yeterince araştırılmalı; davalı Kurum nezdinde bulunan işyeri kayıtları ve dönem bordrolarının tamamı celbedilmeli, davalı işyeri nedeniyle yapılmış varsa Kurum tespiti, tahkikat raporu, yerel denetim tutanakları gibi kayıt ve belgeler getirtilmeli, böylece, bu konuda yeterli ve gerekli tüm araştırma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Öte yandan kabule göre de; davacının talebine konu yaptığı dönem ile, mahkemece, hizmet tespitine karar verilen dönemler gözetildiğinde, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, buna göre, reddedilen kısım yönünden davalı Kurum vekili ile birlikte, kendisini vekille temsil ettiren davalı Belediye vekili lehine de vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, aksi şekilde karar tesisi hatalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan P..B… B..’na iadesine, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.