Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/16680 E. 2015/18231 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16680
KARAR NO : 2015/18231
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

Mahkemesi : Doğanhisar Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 21.05.2015
No : 2014/144-2015/64

Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulune karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakim tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Boşanmasına ilişkin karar 15.09.1998 tarihinde kesinleşen hak sahibi kız çocuğu olan davacıya, 27.08.1998 yılında vefat eden sigortalı babası H…P… üzerinden 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle Kurumca, 01.11.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, anılan tarihten itibaren yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
5510 sayılı Kanunun 56. maddesinin uygulanmasında üzerinde durulması gereken bir diğer husus da, maddede yer alan “boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” unsurunun, diğer bir ifade ile boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusunun nasıl kanıtlanması gerektiğidir.
Uyuşmazlığın çözümü açısından özellikle belirtilmelidir ki, 5510 sayılı Kanunun 59 ve 100. maddeleri uyarınca Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. Diğer bir anlatımla; yetkili kişilerce düzenlenen ve tarafların ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığı tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olup, aksi ancak yazılı delille kanıtlanabilir.
Bozma ilamında, davalı kuruma bağlı Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından davacı hak sahibi hakkında boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespitine ilişkin 26.08.2011 tarih ve 2011/…sayılı kontrol raporu düzenlendiği, bu rapora istinaden davacının almakta olduğu aylığın 1.11.2008 tarihinden itibaren kesildiği ve davacı hakkında ödenen aylıklar yönünden borç taahhuk ettirildiği, bu işleme dayanak teşkil eden ve davanın konusunu oluşturan Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü 26.08.2011 tarih ve 2011/… sayılı kontrol raporu ve eklerinin dosya içerisine celp edilmediği, kontrol raporu ve eklerinin dosya içerisine getirilerek, hak sahibi davacı ile boşandığı eşinin fiili olarak beraber yaşadıklarını göstermekte olup bu paralelde yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Açıklanan yasal çerçevede somut olay incelendiğinde; Şikayetçi R… D…’in Kuruma intikal eden şikayet dilekçesi içeriği, Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu görevlilerince gerçekleştirilen soruşturmada elde edilen somut veri ve saptamalar ile davacının eski eşinin kayıtlı göründüğü … sok. No:… …/A… adresinde “oturmadığı ve şahsı tanıyanın olmadığı” yönündeki Kepez İlçe Emniyet Müdürlüğü tahkikat raporu, “eski eşinin davacının evine gelip gittiği, bir kaç gün durduğu” yönündeki D… Jandarma Karakol Komutanlığının tutanağı, davacı ve eski eşin 23.01.2007-18.01.2012 tarihlerinde aynı adreste kayıtlı oldukları yönündeki bilgi, belge ve mernis kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile boşandığı eşinin fiili olarak birlikte yaşadıkları belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulune karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.