Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/16576 E. 2015/18467 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16576
KARAR NO : 2015/18467
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Mahkemesi :Çorum 2. İş Mahkemesi
Tarihi :02.06.2015
No :2014/32-2015/162

Davacı, 01.01.2002 – 15.09.2012 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı işverene ait işyerinde 01.01.2002 – 15.09.2012 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
İnceleme konusu davada; istemin reddine karar verilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir.
Şöyle ki; davacının talep konusu dönemde isteğe bağlı sigortalılığı bulunması, hizmet akdiyle çalışmaya engel bir durum olmadığı gibi, davacının davalı Kuruma hitaben isteğe bağlı sigortalılık istemini içerir dilekçesinde herhangi bir Kurumda çalışmadığına yönelik beyanının da, kabulün aksine hizmet akdiyle çalışmaya engel bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu itibarla Mahkemece işin esasına girilmek suretiyle davacının talebini içerir şekilde 2002 yılından 2012 yılına kadar, kesintisiz olduğunu iddia ettiği çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; öncelikle davacının, davalı işveren nezdinde tam olarak hangi işleri yaptığı, davalı işverenin iddia ettiği gibi satıp para kazanması için kendisine mal verilip verilmediği, şayet verilmiş ise hangi malları nerelerde sattığı, bu işi tek başına mı yoksa başka bir çalışanla birlikte mi icra ettiği, öyle ise hangi çalışanların bu hususta bilgi sahibi olduğu, iddia olunan mal satışının davalı işyeri içerisinde mi yoksa işyeri dışında mı gerçekleştiği, çalışma iş yeri dışında gerçekleşmiş ise işverene ait araç ile mi hususi araç ile mi satış yapıldığı, yine iddia olunan mal satışına ilişkin fatura, belge olup olmadığı gibi tespiti mümkün ise hizmet satışının yapıldığı kişi yada kişilerin dava kapsamında bilgi ve görgüsüne başvurulması amacıyla isim ve adreslerinin araştırılması gerekli olup; bu kapsamda, davacı duruşmaya çağrılıp, isticvap edilmeli, dinlenen tanıkların beyanlarının dosyayı aydınlatmaya ve hüküm kurumaya yeterli olmadığı nazara alınarak, tarafları bilir ve davacının çalışmaları hakkında bilgi sahibi olabilecek, Kuruma bildirim yapılmayan dava konusu dönemde, davalı işverenin bordrolarında kayıtlı tespiti mümkün diğer kişiler ile, gerektiğinde, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, sonradan dinlenen tanık beyanları ile önce dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde, bu çelişki giderilmeye çalışılmalı, bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda değinilen esaslar doğrultusunda araştırma yapılmayarak eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.