Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/16123 E. 2015/19896 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16123
KARAR NO : 2015/19896
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalılığının ve 6111 sayılı Kanunun yapılandırma hükümlerinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamlarına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Her ne kadar bir ara kararı olsa da; Mahkemece, Yargıtay’ın bozma ilamına uyulması durumunda, bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve Mahkeme bu kararından dönemeyeceği gibi bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak zorundadır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usulî kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakta ise de, bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Nitekim; Hukuk Genel Kurulu’nun 18.10.1989 gün 541-534, 21.02.1990 gün 10-117; 07.10.1990 gün 439-562; 19.02.1992 gün 635-82; 23.02.1994 gün 936-94; 03.03.2010 gün ve 2010/12-81-118; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 Esas 2006/573 Karar; 15.10.2008 gün ve 2008/19-624 Esas 2008/632 Karar ile 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 Esas 2010/87 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Mahkemenin 01.10.2008 – 01.04.2011 tarihleri arasındaki dönem yönünden davanın kabulüne fazlaya ilişkin istemin ise reddine ilişkin hükmünün, Dairemizin 03.11.2014 gün 17157 – 22075 sayılı ilamı ile kabulüne karar verilen 01.10.2008 – 01.04.2011 tarihleri arasındaki süreye ilişkin bozularak sair hususlardaki temyiz
itirazlarının reddine karar verildiği anlaşıldığından; anılan bozma ilamına uyulması ile birlikte davalı Kurum yönünden usuli kazanılmış hak oluşmuş olup, artık bu dönem dışındaki süreler yönünden davanın kabulüne karar verilemez.
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26’ncı maddesinde hakimin, tarafların istem sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği açıklanmış olmakla, hukuk yargılamasına “istemle bağlılık” ilkesi egemen kılınmıştır. Bu çerçevede; davacının 01.04.2011 tarihinden sonraki dönem yönünden herhangi bir talebi bulunmadığından yazılı şekilde 01.04.2011 – 23.05.2011 tarihleri arasındaki sürede davacının Bağ-Kur sigortalılığına hükmedilmesi taleple bağlılık ilkesini ihlal edecek niteliktedir.
3- Uyulan bozma ilamında belirtildiği üzere davacının 2006 yılından sonra 2013/1’inci döneme kadar kesintisiz devam eden 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığı bulunduğundan 5510 sayılı Kanunun 53’üncü maddesi gözetilerek çakışır şekilde davacının 01.04.2011- 23.05.2011 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında sigortalı olduğunun tespitine karar verilemez.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde davacının talebe konu 04.11.1985 – 01.04.2011 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında sigortalı kabul edilmesi mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.