YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15513
KARAR NO : 2015/19659
KARAR TARİHİ : 16.11.2015
Mahkemesi : Silifke 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 09.03.2015
No : 2013/223-2015/115
Dava, sigortalılığın iptaline dair kurum işleminin iptali ile 01.05.2009-30.11.2010 tarihleri arasındaki sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içeriğine göre; davacı, dava dışı ……’ne ait ….. sicil numaralı işyerinden 01.05.2009-30.11.2010 tarihleri arasında Kuruma bildirilen hizmetlerinin gerçek ve fiili olmadığından bahisle, sigortalılık süresinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, 01.05.2009-30.11.2010 tarihleri arasında dava dışı işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece, davacının çalışmalarının gerçek ve fiili olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
506 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Davacının çalışmalarının fiili olup olmadığının tespitine yönelik iş bu dava, işverenin hak alanını da ilgilendirdiğinden, işverene karşı da husumet yöneltilmesi gerekir. Zira, sigortalının çalışmalarının fiili olmadığının tespitine yönelik alınacak ilam ile davalı Kurum, davacıya yapılmış herhangi bir sağlık yardımı ya da başkaca herhangi bir ödeme varsa işverenden tahsilini isteyebilecek, yine ilgililerle birlikte işveren de sahte belge düzenlemek ve Kurumu zarara uğratmak fiillerinden dolayı ceza tehdidi altında kalabilecektir. Öte yandan, husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husus olduğundan, davanın sigortalıyı çalıştıran gerçek veya tüzel kişilere karşı da açılması zorunludur.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124/4. maddesindeki; dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğine ilişkin düzenleme de gözetilmek suretiyle, davacıya; çalıştığını iddia ettiği davaya konu şirkete husumet yöneltmesi için mehil verilmeli, husumet yöneltildiğinde, işverenin göstereceği deliller toplanmalı, bütün deliller toplandıktan sonra, yapılacak değerlendirme sonucuna göre infazda tereddüt yaratmayacak şekilde karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri icelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.