Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/14120 E. 2015/16483 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14120
KARAR NO : 2015/16483
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

Mahkemesi : Kahramanmaraş 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 03.03.2015
No : 2014/71-2015/27

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın feragat nedeniyle reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı işyerinde hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı K…’a bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi olup, yargılama aşamasında davacı vekilinin davadan feragat ettiğini bildirmesi üzerine dosya üzerinden davanın feragat nedeniyle reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 123. maddesinde; davacının hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabileceği belirtilmiş, aynı Kanunun 150. maddesinde; yöntemince davet edilmiş olan tarafların, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davaların, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılacağı ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılacağı, hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki istemin de vaki olmamış sayılacağı açıklanmıştır. Anılan Kanunun davaya son veren taraf işlemlerinin düzenlendiği 307. maddesinde; feragatin, davacının istem sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu, 309. maddesinde; feragatin hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı, 310. maddesinde; feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, 311. maddesinde; feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı öngörülmüştür.
Diğer taraftan 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde, çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalılar ile bunların işverenlerihakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği yönünde düzenleme yapılmış olmakla, buna göre sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir ve kişiler ile sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü de, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından 6100 sayılı Kanun hükümleri kapsamında feragat olanaksız olduğu gibi sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da feragat edilemez. Ancak, anılan Kanunun 123. maddesinde düzenlenen hak kullanılabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkı saklı tutularak, davalının açık rızası ile dava geri alınabilir veya 150. maddede öngörülen hak ve olanaktan yararlanılarak dava takip edilmeyip yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucu elde edilebilir. Bu bakımdan; davacı/davacı vekili tarafından 307. madde hükmüne göre davadan feragat edilmesi durumunda, bu işleme yasal olanak tanınmadığından, feragat beyanının Kanunun 123. veya 150. maddelerinde düzenlenen haklardan birinin kullanımı niteliğinde olup olmadığı kendisine sorulmak suretiyle belirlenmeli, beyanın anılan anlamlarda kullanıldığı saptandığı takdirde belirtilen maddelerde öngörülen süreç işletilmeli, aksi durumda ise işin esasına girilip tüm kanıtlar toplandıktan sonra elde edilecek sonuca göre dava konusu istem hakkında karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda, açıklanan gereklilikler yerine getirilmeksizin, hizmet tespiti davasından feragat edilemeyeceği hukuksal gerçeğine karşın mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.