Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/13942 E. 2015/21460 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13942
KARAR NO : 2015/21460
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

Mahkemesi : Adana 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 10.03.2015
No : 2014/479-2015/95

Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, hukuki nitelikçe; dava dışı … Dekoratif Boya Tic. A.Ş.’nin, 2004 Aralık-2007 Ocak tarihleri arasına ilişkin prim, işsizlik sigorta primi ve damga vergisi ilişkin borçların, işveren şirketin üst düzey yöneticisi olduğundan bahisle davacıdan tahsili için, 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi kapsamında 10.10.2012 tarihinde tebliğ edilen 9 adet ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, davacının, şirketi temsil ve ilzama yetkili bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
01.10.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim borçları nedeniyle davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80/11. maddesinde; “sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.” hükmü öngörülmüştür. Anılan madde hükmüne göre, tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için; primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili, üst düzey yöneticisi olması zorunludur.
Türk Ticaret Kanununun 317. maddesi uyarınca; bir A.Ş.’in idare ve yönetimi aynı zamanda karar organı olarak, yetkili idare meclisince yerine getirilmektedir. Her iki hükmün birlikte değerlendirilmesi durumunda; bir A.Ş. yönünden primlerin ödenmesinde, sorumlu üst düzey yöneticiden söz edebilmek için bu kimsenin yönetim kurulunda başkan veya başkan yardımcısı gibi unvan taşıması veya imza yetkisine sahip üye olması veya şirketin yönetiminde parasal konularda yetkili genel müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst düzeyde sorumluluk taşıyan görevli olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin idare veya mali işlerinde doğrudan söz sahibi veya yetkili olmayan, karar organında yer almayan kişilerin işverenle müşterek sorumluluğu düşünülemez. Şirkette görevli bir kimsenin belli konularda imza sahibi olması da bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.
Eldeki davada, çözümlenmesi gereken husus, davacının prim borçlarının tahakkuk ettiği ve ödenmesi gereken dönemde, üst düzey yönetici veya kanuni temsilci sıfatıyla prim borçlarından sorumlu tutulup tutulamayacağı hususudur.
Yukarıda açıklanan yasal çerçeve doğrultusunda, somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu döneme ait Ticaret Sicil kayıtları getirtilerek davacının, şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunup bulunmadığı irdelenip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.