Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/12978 E. 2015/16736 K. 13.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12978
KARAR NO : 2015/16736
KARAR TARİHİ : 13.10.2015

Mahkemesi :Çorum 1. İş Mahkemesi
Tarihi :17.10.2014
No :2013/338-2014/332

Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalıların avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının 506 sayılı Yasa’nın 26. maddesi uyarınca davalılardan teselsülen tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
506 sayılı Kanunun kusur sorumluluğunu esas alan 26. maddesine dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı açısından uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir.
Somut olayda; davalı şirkete ait inşaat işyerinde usta olarak çalışan sigortalı kalıp işlerini denetlediği sırada 3. kattan aşağı düşerek vefat etmiş olup, bozma sonrası alınan kusur raporunda, davalı işveren % 80, sigortalı %20 oranında kusurlu bulunmuş, anılan rapor hükme esas alındığı ve raporda davalı N.K. ‘a bir kusur verilmediği halde, rücu alacağından teselsülen sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Bozma öncesi alınan kusur raporunda ise; davalı işveren % 75, cezada kusurlu bulunan şirket ortağı N.. C.. % 5, sigortalı %20 oranında kusurlu bulunduğu. böylece her iki kusur raporu arasındaki çelişki giderilmeksizin ve hükme esas alınan kusur raporu ile çelişki oluşturacak şekilde karar verildiği bu nedenle, tamamı sigorta olayının meydana geldiği iş kolunda uzman oldukları belirlenen işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman kişilerce belirtilen bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak; tüm kişiler yönünden ayrı ayrı olmak üzere kusur oran ve aidiyeti konusunda, olayın oluşuna ve mevzuat hükümlerine uygun olarak düzenletilecek kusur raporu ile hüküm kurmak gerekirken, yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde yargılama yapılıp, Anayasa Mahkemesi iptal kararı da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
O hâlde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılara iadesine, 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.