Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/11738 E. 2015/16410 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11738
KARAR NO : 2015/16410
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

Mahkemesi : Tekirdağ İş Mahkemesi
Tarihi : 13.03.2015
No : 2014/712-2015/69

Dava, Celal Birsen Şemsiye ve Tekstil San. Tic. A.Ş.’nin borçları ile ilgili olarak davalı Kurum tarafından yapılan icra takipleri ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada, ilâmında belirtilen gerekçelerle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyanın incelenmesinde, dava dışı …… ….. ve Tekstil San. Tic. AŞ nin prim ve ferilerine ilişkin borçları nedeniyle şirket yönetim kurulu üyesi olmasından bahisle davacıya ödeme emri gönderildiği ancak tebliğ yapılamadığı, 2012/12621 takip nolu dosya üzerinden davacıya ait gayrimenkule haciz işlemi yapıldığı, davacının söz konusu haczin fekki ile ilgili şirketin borçları nedeniyle yapılmış olan takiplerin iptali istemine ilişkin iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır.
Yukarıda anlatılanlar ışığında 2012/12621 takip nolu dosya dayanağı ödeme emirleri davacıya tebliğ edilmediği için henüz kesinleşmiş bir ödeme emrinden bahsedilemeyeceğinden, sonrasına ilişkin haciz uygulaması yerinde görülmemiştir. Mahkemece söz konusu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup,bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.