Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2015/10257 E. 2017/827 K. 09.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10257
KARAR NO : 2017/827
KARAR TARİHİ : 09.02.2017

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine ödenen peşin sermaye değeri ve cenaze giderinin 1479 sayılı Yasanın 63. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece, zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63 ve 70. maddeleridir.
1479 sayılı Kanunun 70/2 maddesinde; bu kanuna dayanılarak Kurumca açılacak rücu davalarının 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu öngörülmüş olup, zaman aşımına ilişkin bu hüküm, “özel hüküm” niteliğini taşımakla genel hükümlere göre öncelikle uygulanması gerektiğinden, Borçlar Kanununun 60. ve 2918 sayılı Kanunun 109. maddelerinin uygulanma olanağı yoktur.
Eldeki dosyada; hak sahiplerine ödenen peşin sermaye değerinin onay tarihi 29.07.2004 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi olan 12.05.2014 tarihi itibariyle dolmadığı anlaşılmakla; mahkemece işin esasına girilerek, karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.