YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1005
KARAR NO : 2015/3677
KARAR TARİHİ : 03.03.2015
Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan …… avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi…… tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (dış tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.11.2006 gün ve 2003/10 Esas – 2006/106 Karar sayılı kararı ile 26’ncı maddedeki “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” ibarelerinin Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Anayasa’nın 153’üncü maddesine göre, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının, Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ve giderek elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu olması; iptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı 21.03.2007 gününden sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76’ncı maddesi uyarınca yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulünün doğal bulunması; 26’ncı maddedeki anılan ibarelerin iptali ile Kurumun rücu hakkının, kanundan doğan, kendine özgü, sigortalı veya hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirlerin; tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gereklidir.
Bu bağlamda, hemen belirtmek gerekir ki; 506 sayılı Kanun uyarınca açılan rücuan tazminat davalarına ilişkin olarak süregelen uygulamada olduğu gibi, maddi zarar (tavan) hesabı yapılması gerekmediği gibi; tazmin sorumlusunun sigortalıya veya hak sahiplerine yapmış olduğu her türlü ödemenin Kurumun rücu alacağından düşülmesine imkân bulunmadığı da göz önünde tutulmalıdır. Zira, bu tür rücu davaları Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önce halefiyet esasına göre açılmakta iken, iptal
kararından sonra kanundan doğan bağımsız rücu alacağına dönüşmüş olup, yasa maddesi bu haliyle yorumlandığında peşin sermaye değerli gelirlerde oluşan artışların istenilemeyeceği sonucuna ulaşılacağında kuşku ve duraksamaya yer yoktur.
Mahkemece; yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, 06.07.2003 tarihli iş kazası sonucu ölen sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ve sosyal yardım zammının bakiye kusur karşılığı 3,12 TL olduğu gözetilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, gelirlerde oluşan artışların esas alınarak, toplam Kurum zararı belirlenmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, belirtilen aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, diğer davalılar ………………… ve …’ın hükmü temyiz etmemesi nedeniyle davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da gözetilerek; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438 inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının silinerek, yerine, ” Daval…… yönünden davanın Kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek davanın kabulü ile, 3.127,10 peşin değerli gelirin (davalı…… 3,12 TL sinden sorumlu olmak üzere) 15/07/2004 onay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 213,10 harcın (davalı…… 25,20 TL sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan tarife gereğince 1.500,00 ¨ ücreti vekaletin (davalı…….3,12 TL sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya ödenmesine;
Davacı tarafından yapılan 75,00 (davalı…… 0.21 TL sinden sorumlu olmak üzere) yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine;
Davacı ve davalı……… AŞ tarafından yargılamanın başında mahkeme veznesine depo edilen ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, ” yazılmasına ve kararın bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan…….’dan alınmasına, 3.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.