YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9969
KARAR NO : 2014/16383
KARAR TARİHİ : 02.07.2014
Mahkemesi : Rize 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 11.02.2014
No : 2013/132-2014/95
Dava, hak sahibi konumundaki davacıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 22.07.2005 tarihinde kesinleşen davacıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, davalı Kurumca 2012 yılının Mart ayında gerçekleştirilen işlemle kesilerek, 22.10.2008 – 21.03.2012 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden icra takibine girişildiği, hak sahibi tarafından ölüm aylıklarının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesi talepli işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin 2. fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
İnceleme konusu davada mahkemece gerekli inceleme ve araştırmanın yapıldığı anlaşılmakla; Kurum işleminin dayanağı denetim raporunda yer alan ve yargılama aşamasında da dinlenilen muhtar ve diğer tanıkların beyanları, emniyet araştırması sonucu düzenlenen tutanak içeriği ile dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile boşandığı eşinin birlikte yaşama olgusunun gerçekleşmediği, bu nedenle davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.