YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9379
KARAR NO : 2014/14157
KARAR TARİHİ : 09.06.2014
Mahkemesi :Gaziantep 2. İş Mahkemesi
Tarihi :05.03.2014
No :2012/280-2014/112
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan PTT Genel Müdürlüğü ile Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir.
Davacı, muris eşinin 1985-1990 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde geçtiğini iddia ettiği hizmetin tespitini talep etmiş, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Öncelikle, husumet sorununun incelenmesi gerekmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. maddesinde, taraf ve dava ehliyetine sahip olunması, dava şartı olarak düzenlenmiş ise de; anılan Kanunun tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124/3. maddesinde, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği belirtilmiştir. Somut olayda dava, P.. T..’a açılmıştır. Davacının, talep konusu dönemlerde kesintili olarak PTT Genel Müdürlüğü’nün farklı şubelerinden bildirimleri bulunmaktadır . Bildirimlerinin yapıldığı dönemde, PTT olan işyeri daha sonra 1995 yılında telekomünikasyon ve posta hizmetlerinin birbirinden ayrılmasıyla T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü” (PTT) ve Türk Telekomünikasyon AŞ olarak iki ayrı tüzel kişiliğe ayrılmıştır. Mahkemece, davacının da beyanı alınarak, davacının çalıştığı işin hangi tüzel kişilik kapsamında gerçekleştiği araştırılmalı ve davanın doğru hasma yöneltilmesi sağlandıktan sonra yargılama sürdürülmelidir.
506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan,
özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu nedenle, öncelikle, tarafların gösterdiği tanıkların anlatımı ile yetinilmeyerek, dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler ile gerektiğinde, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, sonradan dinlenen tanık beyanları ile daha önce dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde, bu çelişki giderilmeye çalışılmalı, bu şekilde sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalılardan Kurum ile PTT Genel Müdürlüğü vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacı ve davalılardan PTT Gen. Müd.’ne iadesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.