YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8229
KARAR NO : 2014/9746
KARAR TARİHİ : 05.05.2014
Mahkemesi :Adıyaman İş Mahkemesi
Tarihi :18.02.2014
No :2013/69-2014/209
Dava, 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım B.. B.. sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu ilamda belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla, her iki tarafın da davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması halinde dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir. Bu çerçevede davalı Kurumun, davacının sigortalılığını kabul etmesi nedeniyle 01.05.1995 – 31.12.1995 tarihleri arasında kalan döneme ilişkin karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekir.
2-)5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı olan 2926 sayılı Kanunun; 2. maddesine göre, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar. 3. maddenin (b) bendinde, Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanların, tarımsal faaliyette bulundukları düzenlemesine yer verilmiştir. 5. maddesinde, Kanunda öngörülen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı; 9. maddesinde, bu Kanun kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren üç ay içinde Kuruma kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurumca resen yapılacağı düzenlenmiştir. Bu çerçevede, sigortalılık tescil işlemi yapılmaksızın, davalı Kuruma prim ödemesi yapılması halinde; kişinin, yukarıda izah edilen 5. maddede yer alan anlamda tescil işleminin prim ödemeye başlandıgı tarihte gerçekleştiğinin ve 3. maddede belirtilen tarımsal faaliyetin sürdürülmesi şartıyla, ödenen primlerin karşıladığı sürede sigortalı olarak kabul edilmesi, anılan yasal düzenlemelerin lafzına ve ruhuna uygun olacaktır. 3. madde hükmünde belirtilen tarımsal faaliyetin sürdürüldüğü süre hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde araştırılıp belirlenmelidir. Bu bağlamda, 2926 sayılı Kanun kapsamında kendi adına ve hesabına tarımsal faaliyetin sürdüğünün karinesi; valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtlarıyla, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, 1581 sayılı Kanuna göre kurulan tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan P.. ve E.. İ..Kooperatifleri ile Birliği, T.. Ş..Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan millî bankaların kayıtlarıdır.
Bu yasal çerçevede, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, yalnızca 1995 yılında tek prim kesintisi olan davacının, dava konusu dönemde tarım faaliyetinin kesintisiz olarak sürdüğünün ispat edilememiş olması nedeniyle 01.01.1996 – 01.01.2004 tarihleri arasına ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değelendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.05.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.