Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2014/785 E. 2014/2443 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/785
KARAR NO : 2014/2443
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

Mahkemesi : Edirne İş Mahkemesi
Tarihi : 14.11.2013
No : 2013/350-2013/373

Dava, Alman rant sigortasına giriş olan 01.10.1979 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesi ve 01.10.1979-17.11.1982 tarihleri arası 3201 sayılı Yasa uyarınca yapılan borçlanma sürelerinin, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a madde kapsamında öngörülen sigortalılık niteliğinde değerlendirilmesi gerektiğinin tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
29.09.2006-31.03.2012 tarihleri arası 5 yıl 6 ay 2 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında ev kadınlığından isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olan davacı, 10.11.2006 günlü başvuru ve 18.10.2011 günlü ödemeyle Almanya’da geçen 01.10.1979-17.11.1982 tarihleri arası 1.126 (3 yıl 1 ay 16 gün) günlük yurt dışı çalışmasını 3201 sayılı Yasa uyarınca ve Bağ-Kur kapsamında borçlanmış, borçlanma sonrası 25.04.2012 tarihinden itibaren de 5510 sayılı Yasanın 4/1-a madde kapsamında sigortalılığı devam etmiştir.
Eldeki dava ile davacı, Alman rant sigortasına giriş olan 01.10.1979 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak belirlenmesini ve 01.10.1979-17.11.1982 tarihleri arası 3201 sayılı Yasa uyarınca yapılan borçlanma sürelerinin, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a madde kapsamında öngörülen sigortalılık niteliğinde değerlendirilmesi gerektiğinin tespitini istemiş; Mahkemece, istem gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.
A) Davacının sigortalılık başlangıç tarihinin, yurtdışında çalışmağa başlanılan ve Alman rant sigortasına da giriş olan 01.10.1979 olarak tespitine ilişkin mahkeme kabulü; Türk – Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29/4.maddesi, keza yöntemince yürürlüğe konulmuş Uluslararası sözleşmelerin kanun hükmünde olacağını ve uygulama önceliği bulunduğunu düzenleyen T.C Anayasa’nın 90.madde hükümleri uyarınca yerindedir.
B) Ancak, 01.10.1979-17.11.1982 tarihleri arası 3201 sayılı Yasa uyarınca yapılan borçlanma sürelerinin, 5510 sayılı Yasanın 4/1-a madde kapsamında öngörülen sigortalılık niteliğinde değerlendirilmesine ilişkin Mahkeme hükmü, eksik incelemeye dayalıdır.
Çünkü, konuya ilişkin Dairemizin 18.04.2013 günlü bozma kararında da ifade edildiği üzere “..borçlanmada başvurulacak kuruluşları düzenleyen 3201 sayılı Yasanın 3’üncü maddesi (anılan maddenin 4958 sayılı Yasanın 56’ıncı maddesiyle yapılan değişik hali ile, yine aynı maddede 5754 sayılı Yasanın 79’uncu maddesiyle yapılan değişiklik sonrası hali), 3201 sayılı Yasaya 5754 sayılı Yasayla eklenen 5’inci maddenin dördüncü fıkrası ve 3201 sayılı Yasının geçici 7’inci madde hükümleri birlikte değerlendirilerek yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmeli” gereğine yönelik olarak, bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın karar tesis edilmiştir.
3201 sayılı Yasanın “Başvurulacak Kuruluşları” düzenleyen 4958 sayılı Yasanın 56’ıncı maddesiyle değişik 3.madde hükmü “ Madde 3 – (Değişik:29/7/2003-4958/56 md.)
1) Halen yurt dışında bulunanlar;
a)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna,
b)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna,
c)Ev kadınları Bağ-Kur’a,
Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.
2)Türkiye’ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler;
a)Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumuna,
b)Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,
c)Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,
d)Hizmetlerinden bir kısmı yurt dışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna,
e)Ev kadınları Bağ-Kur’a,
Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler…” hükmünü içerirken, anılan yasa maddesi 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı Yasanın 79.madde hükmü ile “Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar…” şeklinde değişikliğe uğramıştır.
Yine aynı Yasayla 3201 sayılı Yasanın 5.maddesine 4.fıkra hükmü olarak eklenen ek fıkra ile de; “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” Hükmü getirilmiştir.
Anılan 5754 sayılı Yasa ile, 3201 sayılı Yasada yapılan değişiklikler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların belirlenmesinde, eski 3.maddede öngörülen değişik hallerden tümüyle vazgeçilmiş ve sadece; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüştür. Yasanın bu açık hükmü karşısında, artık borçlanılan sürelerin, mülga diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında bir sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi imkanı ortadan kalkmıştır. Yani , Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Yasaya dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Yasanın 4/I-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi yasal bir zorunluluk haline gelmiştir.
Ancak 3201 sayılı Yasaya 17.04.2008 gün ve 5754 sayılı Yasanın 79.maddesiyle eklenen geçici 7.maddesi ise “ Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet borçlanması talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, borç tahakkuku ile ilgili işlemleri devam edenlerin, tahakkuk ettirilen borçlarını ödeyenlerin ve borçlandıkları yurtdışı hizmetleri dikkate alınarak aylık bağlanmış olanların kazanılmış hakları saklıdır.” Hükmünü içermektedir.
Somut olayda; 29.09.2006-31.03.2012 tarihleri arası 5 yıl 6 ay 2 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında ev kadınlığından isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğu anlaşılan davacının, 10.11.2006 günlü başvurusu ve 18.10.2011 günlü ödemeyle Almanya’da geçen 01.10.1979-17.11.1982 tarihleri arası 1.126 günlük yurt dışı çalışmasını 3201 sayılı Yasa uyarınca ve Bağ-Kur kapsamında borçlandıran kurum işlemi, gerek borçlanma talep tarihi ve gerekse borçlanma bedelinin ödenerek borçlanmanın tamamlandığı tarih itibarıyla sigortalının tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşunun Bağ-Kur olması nedeniyle yerinde olup, aksini öngören mahkeme kabulü hatalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.